Kuşkusuz, İstanbul üzerine birçok eser kaleme alındı. ‘Dünya başkenti’ hüviyetini taşıyan bu şehrin hikâyesinin anlatımı hâlâ devam ediyor. İstanbul tarihi üzerine verdiği dersler, yazdığı birçok kitap ve makaleyle tanıdığımız Süleyman Faruk Göncüoğlu, İstanbul’un İlk’lerini bulup çıkarıyor zamanın depolarından… Ve karşımıza bugüne uç veren bir mazi atlası çıkıyor. Satır aralarında sadece Osmanlı İstanbul’u değil, Bizans devrinin de imparatorluk keyfiyeti yer alıyor. Tanpınar’ın deyişiyle bu şehir ‘devamlı şekilde muhayyilemizi işletme sihriyle bize tesir ediyor.’
• Dünyanın en güzel yeri neresidir?
• Bizans sarayına damat olan Türk kimdi?
• Şehre, Anadolu’dan ilk büyük göç, ne zaman oldu?
• İstanbul kuşatmasında, Türklere karşı, “Dokunmayın gavurcuklarıma.” diyen evliya kimdi?
• Hristiyanlar, Çemberlitaş’ın önünden geçerken neden istavroz çıkarırdı?
• Osmanlı’nın ‘kamusal alanları’ nerelerdi?
• Sadece kadınların gömüldüğü hazire neredeydi?
• Sinema seyreden ilk Osmanlı padişahı kimdi?
İstanbul’un İlk’leri’ni okudukça iç içe geçerek kenetlenmiş, uzunca bir tarihin yüzünü göreceksiniz. Ve avuçlarınıza sürpriz anahtarlar düşecek, hangi kapıyı açarsanız, karşınıza Dersaadet çıkacak. Elinizdeki kitap ne bir akademik çalışmanın ne de bir hevesin ürünüdür. İçinde yaşadığımız ve idrak ettiğimiz yüzyıl içerisinde hızla gelişen ve değişen İstanbul’un ‘dünya şehri’ kimliğini biraz olsun tanımaya yarayacak bilgiler ihtiva eden bir çalışmadır. Sayfaları çevirdikçe ‘Türk İstanbul’un tapu senetlerini görecek, evrensel bir şarkıya eşlik edecekseniz.
Unutmayın, İstanbul bir gün sizi mutlaka çağıracak!