1930’lar Ispanyasinda “tuhaf” küçük kiz Adriana ile Rus göçmen çocugu Gavrila’nin hem rüya gibi belirsiz hem de günlük gerçekler gibi kati hikâyesi.
“Adri”, yanlis bir zamanda, annesiyle babasinin artik birbirlerini sevmedigi bir sirada dogmus. Ikiz agabeylerine de ablasina da hiç benzemiyor, “Devler” dedigi yetiskinlerin dünyasina akil erdiremiyor, kocaman evde küçücük siginaklar bulup oralardan gözlüyor bu hasin dünyayi. Onun da kendisine ait bir dünyasi var. Hayallerden ve masallardan ördügü bu dünyayi, “Gavi”yle birlikte iki kisilik bir cennete dönüstürecek: Ilk ask. Ama disarida, Devler’in dünyasinda, Iç Savas çanlari çalmaya basladi, Tekboynuz bir daha dönmemek üzere cenneti terk edecek…
Katalan yazar Ana María Matute, Türkçedeki ilk kitabi Issiz Cennet’te, yetmis yillik yazarlik deneyimiyle, çocuklugun büyülü dünyasini yeniden kuruyor.
“Ortadan kaybolan sadece o degildi, ayni zamanda sicaklik, merak ve bende uyandirdigi ögrenme arzusu da yok olup gitti. Bir yoklugun her türlü varliktan çok daha fazla yer kaplayabilecegini asla düsünemezdim. Ve büyük
yalnizligimin farkinda olarak yasamaya devam ettim.”