Geleneksel Yahudi anlayışına göre Yahudi din adamı sınıfı kohenliğin, tek bir soy üzerinde Harun, Sadok ve Yeşu’nun başkohenliği ile devam ettiği düşünülmektedir. Hâlbuki Tanah’ın satır aralarına dikkatlice bakıldığında erken dönem İsrailoğulları tarihinde köklerini Melkisedek, Potifera ve Yitro isimli rahiplere uzatabileceğimiz Sadukiler, Haruniler ve Musacılar adında üç rahip ocağının varlığı ve onların kutsal kitaba yansıyan mücadeleleri görülebilir. Bu kitap, Tanah’ın bu tür bir bakış açısıyla okunması gerektiğini önermektedir. Böylece Altın Buzağı’yı yaptığı iddia edilerek İsrailoğulları tarihindeki en büyük günahın mimarı yapılan Harun’un aynı kutsal kitapta niçin ilk baş kohen yapılmaya çalışıldığı anlaşılabilecektir.
Elinizdeki kitap, tarihsel süreç içerisinde tek bir rahiplik ocağına indirilen kohenlerin kutsal bir soy oluşturabilmek adına ata hikâyelerini kurgulamalarını ve soy bilgilerine müdahalelerini, 2. Mabed ile rahiplik deneyimlerinin kurumsallaştırılmasını ve son olarak Haşmonayim Krallığı’nı kurmalarını eleştirisel bir yaklaşımla ele almaktadır. Kur’an’da yer alan Âl-i Musa ve Âl-i Harun tabiri, Samiri’nin Buzağısı ve Karun kıssalarındaki farklı anlatımlar, Yahudi geleneğindeki rahip ocaklarıyla ilgili kritik işaret ve detaylar barındırmaktadır. Buradan hareketle, bu kitapta Tanah kıssalarının anlaşılmasında Kur’an anlatımlarının da dikkate alınması gerektiği teklif edilmektedir. Böyle bir okuma, alternatif bir peygamberler tarihinin ortaya çıkmasına vesile olacaktır.