Dünyada ulus-devletlerin büyük bir çogunlugu türdes, yekvücut bir etnik yapiya sahip degildir. Bu devletlerin hepsinde yurttaslik ile ulusal kimlik arasindaki iliskiler sürekli bir gerilime yolaçmakta, özellikle sosyalist sistemin dagilmasindan sonra ortaya çikan etnik çatismalarin yanisira hemen her Avrupa ülkesinde görülen göçmen nüfusla birlikte yasanan, kökenleri çok farkli gerilimler ve savaslar bu sorunun çok degisik biçimler alarak devam ettigini göstermektedir. Dr. Erhan Kelesoglu’nun bu çalismasi, baslangici çok eskilere uzanan ama Israil’in kurulmasiyla birlikte, 1948’de somut olarak biçimlenen Israilliler ile Israil yurttasi Filistinlilerin arasindaki yurttaslik ve kimlik gerilimini günümüze kadar uzan tüm veçhelerini ele alirken, Israil’in Filistinli yurttaslarinin kimlik insasi ve Israil Devleti ile yurttaslik üzerinden kurduklari iliskisini incelemektedir. Yazara göre, Israil’in resmî ideolojisi olarak Siyonizm, siyasi self-determinasyon hakkini sadece Yahudiler için taniyip Filistinli azinligi siyasal karar alma süreçlerinden dislarken bu, durumlarini demokratik araçlarla gelistirmeye çalisan Filistinlilerin önünde büyük bir engel olusturmaktadir. Eserde, buna ragmen bu azinligin kimligini, kurumlarini, siyasal kültürünü insasi ve 1948-2000 arasi dönemdeki esitlik arayisi örneklerle dile getirilmektedir. Israil Yurttasi Filistinliler Israillilerin “Bagimsizlik Savasi”, Filistinlilerin ise En-Nekbe (Felaket) adini verdikleri 1948 yilindaki savasin ardindan Israil Devleti’nin kurulmasi süreciyle baslayarak Filistin kimligine isik tutarken, ayni zamanda Israil’in siyasal ve toplumsal yapisina egilmektedir.