Estrella’da yaşayan David on yaşlarında, uzun boylu, yapılı bir genç olma yolundadır; en büyük merakıysa arkadaşlarıyla birlikte futbol oynamaktır. Babası Simón onun maçlarını seyredip gelişimine tanık olurken annesi Inés ise bir butikte çalışır. Meraklı David en temel gerçekleri irdeleyen sorularıyla anne babasını ve otorite figürlerini sarsmaya devam eder. Müzik Akademisi’ndeki eğitiminde ise son derece başına buyruk bir tutum sergiler.
Bir gün yakınlardaki yetimhanenin yöneticisi Julio Fabricante, David’e kuracakları yeni bir futbol takımında oynamayı teklif eder. David ailesini terk edip Julio’yla yaşamaya karar verir. Bunu izleyen beklenmedik gelişmelerle aile daha da derinden sarsılacaktır.
J.M. Coetzee’nin tarihten, bellekten yoksun olmasına karşın soru işaretleriyle dolu bir dünyayı irdelediği benzersiz “İsa Üçlemesi”, İsa’nın Ölümü’yle tamamlanıyor.
“İsa’nın Ölümü, yakın dönemde kurmaca alanındaki en ilgi çekici ve en yanlış anlaşılan girişimlerden biri olan üçlemenin son kitabı… Kariyerlerinin son dönemindeki diğer büyük sanatçılar gibi Coetzee de daha az didaktikleşirken ustalaştı, yanıt vermektense soru sormayı seçti. O sorular ki en kadim ve büyükleri, kutsallık ve adalet, ebeveynlik ve ölümden sonraki yaşamla ilgili olanlar. Gelgelelim bu ille de aşırı ciddiyetle ele alınmaları gerektiği anlamına gelmiyor.”
Adam Kirsch, Tablet