Bazen sinirlari ask belirler…Sinan, düsüncelere daldi, eskilere gitti, gecelere serh düstü gözyaslarindan. Sabah gün dogmadan uyandi, dogan günden once zamana kosmak istedi. Haykirmak istedi sevgilisine zamanin ne kadar yakici oldugunu. Içinde ne varsa her seyi yakip kül ettigini.Ne zaman dinledi onu ne de hayalindeki sevgilisi. Agladi Sinan, sabaha karsi, gün dogmadan. Zamana yetisemeyecegini anlayinca yeminler etti, aski üstüne. Içindeki atesi yeryüzüne kaziyacakti.Kendi arzusuyla devsirilip payitahta getirilen Sinan’in hayati Karabogdan Seferi sirasinda degisecektir. On ü. gün gibi kisa bir sürede saglam bir k.prü yapip Osmanli ordusunu saplandigi Prut batakligindan kurtarmasi ona mimarbasi olma yolunu açar. Bu sure zarfinda Kanuni ile Hürrem’in dillere destan asklarinin güzeller güzeli meyvesi Mihrimah Sultan’a da g.nlünü kaptirir. Ancak Sinan kirk sekiz yasindadir ve üstelik de evlidir. Mihrimah Sultan ise Rüstem Pasa ile evlendirilecektir. Günes de ay da tüm umutlariyla birlikte batmistir artik. Sinan’in bu imkânsiz aski yasatmak için sultanini kalbine ve yaptigi eserlere gizlemekten baska çaresi kalmamistir. Askinin küllerinden iki cami vücuda getirir Sinan. Öyle ki bu camilerin birinde günes batarken digerinde ay dogmaktadir. Bu iki camide asirlari asan zamansiz bir ask her gün sonsuzluga karisir. Imkânsiz bir aska duydugu umudun bir ustayi nasil dünya çapinda ünlü bir mimar haline getirdigini daha önce de yüz binler satan bu kitapta okuyacaksiniz.