Yirmi yil arayla 1890 ve 1914 yillari arasinda Avrupa edebiyatinin iki kahramani, Dorian Gray ve Gregor Samsa, ilki iktidardan çok sanata hizmet etmeyi tercih eden issiz güçsüz bir aristokrasinin bagrindaki sapik arzunun büyüklügünü zamaninin tibbina karsi bütün pariltisiyla ortaya sunarken; digeri burjuva normalliginin bagrindaki igrenç çiplakligin maskelerini kaldirarak bu alana kendilerini adamislardir. Kusursuz güzelligi araciligiyla portresiyle özdeslesen Dorian Gray debdebeli bir hayat sürerken, gizliden gizliye kendini suça ve kötülüge adamistir. Ebedi gençliginin özelliklerini korurken, sapik öznelliginin dönüsümleri lânetli bir irkin amblemleri gibi resmin üzerine islenir. Gregor Samsa’ya gelince aksine onun bütünüyle dev bir böcege dönüsümü sefkate susamis ruhunun büyüklügünü ortaya koyar, ama aile içinde pislik haline gelmis vücudunun görüntüsü karsisinda duydugu nefret, onu önce çürümeye götürecek, sonra babasi tarafindan taslanip bir pislik olarak yok edilmesine neden olacaktir. Sapkinlik nerede baslar ve sapiklar kimlerdir? Bu kitabin yanitlamaya çalistigi temel sorun sudur; simdiye kadar ayri ayri ele alinmis yaklasimlari birlestirerek sapkinlik kavraminin çözümlemesine sadece sapiklarin portrelerini ve büyük cinsel sapkinliklarinin sunumunu eklemekle kalmayarak, basta 19. yüzyil olmak üzere bu konuda gelistirilen sapkinligi ve sapiklari irdelemeye yönelik teori ve pratiklerin de elestirisini yapabilmek.Élisabeth Roudinesco”Güzellik ne kadar büyükse, kirlenme o kadar derindir.”Georges Bataille