Aralık 1972’de, 38 yaşındaki 10 çocuk annesi Jean McConville, maskeli davetsiz misafirler tarafından bacaklarına sarılmış olan çocuklarıyla birlikte sürüklenerek Belfast’teki evinden çıkarıldı. Kadını bir daha kimse görmedi. Onun kaçırılması, Kuzey İrlanda Sorunu olarak bilinen çatışma sürecinin en kötü şöhretli olaylarından biriydi. Çevredeki herkes bu durumdan IRA’nın sorumlu olduğunu biliyordu. Ama korku ve paranoyanın hüküm sürdüğü o dönem için kimsenin bundan bahsetmesi sözkonusu değildi. 2003 yılında, anlaşmayla birlikte Kuzey İrlanda’ya belli belirsiz barışın gelmesinden 5 yıl sonra, bir kumsalda insan kemikleri bulundu.
McConville’in çocukları, bulunan kıyafetlerde mavi çengelli iğnenin takılı olduğunu öğrendiklerinde, onun anneleri olduğundan emin oldular. Çocuklardan biri ya da diğeri sürekli bir düğmesini kaybettiği ya da başka bir tamire ihtiyacı olduğu için giysilerine iliştirdiği mavi bir çengelli iğne… Onu tanımlayan bir aksesuardı.
Patrick Radden Keefe’nin, Kuzey İrlanda’daki sonuçları hiçbir zaman hesaba katılmamış çatışmaları temel alan şaşırtıcı kitabı, şiddetli bir gerilla savaşının harap ettiği bir toplumun hikâyesi için bir başlangıç noktası olarak McConville davasını kullanıyor. Yaşanan acılar yalnızca McConville ailesinden geride kalanları değil, İrlanda’yı bir bütün olarak görmeyi hayal eden IRA üyelerinin de canını yaktı ve işledikleri cinayetlerin haklı savaş eylemleri değil de basit cinayetler olup olmadığını merak etmeye başladılar.