“Yani hiçbir aci, hiçbir mutluluk essiz dogmamisti ve mutlak baska bir hikayede bir gölgesi bulunuyordu. Ne Haris savasta ölen, hatta annesi tarafindan öldürülen ilk çocuktu, ne de Evdoksia ilk savas evlatligi.. Evdoksia’nin hikayesini anlattiran bu sarmaldi. Her anlatista sesi bir baska sese çarpip yanki nuluyor, onu hem yalniz hem kalabalik ediyordu. Evdoksia’yi sonsuz bir sizlanma içinde zihnini zehirlemekten kurtaran da bu sarmalligi kesfedisi oldu.”Ismail Keskin’in Atina’daki arsiv belgelerden, Selanik’teki muhacir evlerine ve Geyve’nin haritadan silinmis köylerine varincaya dek yapmis oldugu yedi yillik titiz bir tarihçilik çalismasinin ürünü olan romanin kaynagi, aslinda hayatin ta kendisi! Yazar, birlikte yasam, dindegistirmek, çok dilli ve çok kültürlü hayat, komsuluk, çeteler, kiyimlar gibi birçok kavrami, tamamen gerçek hayattan alinmis belge ve sözlü tarih anlatilarina dayanarak sunuyor. Okuyucu, küçük bir kiz çocugunun sirtina yüklenen tüm acilara yer yer gözyaslariyla sahit oluyor.Dokuz yasindaki rum kizi Evdoksia’nin on iki yasina varinca Müslüman Hediye’ye dönüsen hayatini okurken, 1877-1925 yillari arasinda Anadolu’da olanlara, savasin dehsetine ve yasanan acilara taniklik edeceksiniz. Baris ve hayatin degeri hediye’niz olacak.