Yakalandigimiz bütün hastaliklarin tek bir kaynagi vardir: hayati sevme hastaligi!Bu amansiz hastaligin tek çaresi ise kaybetme korkusunun asilmasidir. O zaman insan soyunun acilari son bulacak, diger bütün terk edis ve terk edilisler anlamsiz kalacaktir.Sükran, ördügü mavi kazak melankolinin içinden çikip kadinca bir direnisin kahramani oldugunda kizina bunlari söyleyecektir. Intihara egilimli bankaci Nese, geçmis ve gelecegin pesindeki tarot kartlarini açtikça, Ayda’nin ask acisi da artarak ilerler. Iki kadin, karabasanlarini bulustururken siyaseten çarpisirlar ama bir damla kan akmaz.Sibel K. Türker’in yeni çalismasi Hayati Sevme Hastaligi, yalnizliktan erkeklerle hesaplasmaya, alkolden müzige, ahlaktan aska pek çok sorunu son derece kivrak, esprili ve ritmik bir dille anlatan bir roman. Bir çag manzarasi. Hey kadinlar! Aksamin bu saatinde, bir yer alti treninin içinde aslinda birer ask yolcusu oldugunuzu bilmiyor muydunuz? Hepimiz, istisnasiz hepimiz biraz dövülüp ezilecegiz. Yolculugumuz bittiginde ise bu aksam treninden kozayi delip çikan kelebekler gibi mutlu ve özgür ve bilmis ve tükenmis ama hayatta kalarak yerüstünün isiklarina dogru aceleyle uçusarak çikip gidecegiz. Nereye mi ey kadinlar! Karanlik inlerimize tabii ki.Ince Kapak: