Leonardo da Vinci’nin “Mona Lisa” tablosunun sol üst köşesinde, bir fırça darbesiyle oluşan renk ya da Michelangelo’nun “Madonna ve Çocuk” heykelinin etek kıvrımında yakaladığınız ayrıntı sizi saatlerce bağlar.
Bakarsınız içinize sindire sindire, doya doya…
Bir bakışına, kirpik hareketine, kaşını kaldırışına, dudak kıvrımına veya minik parmakçıklara baktım saatlerce. Doya doya, sindire sindire…
Ve gri ve ıslak ve soğuk ülkede ve Tanrı ve doğa bana dünyanın sekizinci harikasını kucağımda tutmayı armağan etti…
Ağlayan şehirde, zemherinin tam ortasında inadına doğan güneş selamladı eve gelişimizi.
Ev doldu; yuva oldu…
– Sabah gazetesi / 2005
Başbakan Erdoğan’ın 16 Aralık’ta açıklayacağı “AB sürprizi”, çözüm süreci, “Kürdistan” tartışması, “fişleme” belgeleri, Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun Ermenistan ziyareti, soykırım meselesi, “dershane” açıklamaları, “Gezi” iddianamesi, Mustafa Balbay’a tahliye, tutuklu milletvekilleri, devlet sırrı, Van’da depremzedelerin hâlâ üşüyor olması, TBMM’de bütçe görüşmeleri, milletvekillerinin hakaretleri, Odatv davası, Hanefi Avcı ve Yalçın Küçük’ün tahliyesi, 2014 yerel seçim kampanyalarının başlaması, 21. yüzyılda köy yollarının hâlâ kar yağışı nedeniyle kapanıyor olması…
Her biri aylarca tartışılması gereken yukarıdaki gündem maddelerini biz sadece bir anda yaşıyoruz.
– Akşam gazetesi / 2013
Hayatının bir dönemini Brüksel’de geçiren ünlü Fransız yazar Victor Hugo, “Vicdan, insanın içindeki Tanrı’dır” saptamasını yapmış yıllar önce.
Bir insan veya bir toplum içindeki Tanrı’yı, yani “vicdan”ını kaybetmiş ise, artık hiçbir değeri kalmaz.
Günümüzde, kimileri “kamusal vicdan” ifadesini de kullanır oldu.
Her kavramda olduğu gibi “vicdan”ın da içini boşalttığımız için “kamusal vicdan” da havada asılı kalıyor.
– Kuzey gazetesi / 2017