Herkes ilk aşkını hatırlar
Ama devam eden ikincisidir.

“Washington feribotu dalgaları aynı Lily’nin yaşamını kesip atması gibi ortadan yarıyordu: hızla, acımasızca ve kesin bir hedefle… Madrona Adası. Lily başını rüzgâra doğru kaldırdı,
üst güverte manzarasının tadını çıkartıyordu. Denizin üzerindeki hafif sisin gerisinden karanın belirsiz bir silueti görünüyordu. Heyecanı midesindeki düğümlere dönüşürken donmuş elleriyle korkuluğu kavradı. Şüphe sabah sisi gibi içine sızıyordu. Buraya gelmekle doğru bir karar mı veriyorum? Bulutların arasından sızan güneş denizi binlerce yanıp sönen ışık varmışçasına aydınlattı. Adanın yemyeşil toprakları uzakta belirmeye başlamıştı, dalgaların sesi onu çağırıyordu.”

Lily küçük bir çocukken büyükannesiyle hayatının en mutlu günlerini geçirdiği Madrona Adası’ndan ayrılmak zorunda kalmıştır. Yıllar sonra büyükannesinin vasiyeti onu tekrar bu büyülü adaya sürükler. Evliliğinde mutsuz olan genç kadın kocasını ve sahip olduğu her şeyi geride bırakarak büyük bir cesaretle büyükannesinin pansiyonunu yeniden işletmeye karar verir. Hayat bu cesur kadına daha ne gibi sürprizler hazırlayacak? Lezzetli yemekler ve sımsıcak bir aşk hikâyesiyle bezeli bu roman hem ruhunuzu hem de kalbinizi ısıtacak.