Ütopyacı düşüncenin en eski örneklerinde, insanı evrensel bir mutluluk içinde gören ve büyük dinlerin cennet tasarımlarına yansımış olan Altın Çağ özlemi yatar. Hesiodos’un dizelerinde bu çağ, insanların meşakkatlerden, acılardan, kötü yaşlılıktan uzak yaşadıkları bir çağdır, dev bir masal ülkesini andırır. Toprağın yılda iki kez ürün verdiği, Platon’un ada-ülkesi Atlantis, merkezden dışa doğru üç sıra kanalla ve en dışta yüksek bir duvarla dış dünyaya kapanmıştır. Bu ülkenin insanları öteki insanlardan farklı, tanrısal bir öz taşırlar. Yeniçağda More ve Campanella’yı etkileyen bir ilk kaynaksa Iambulos’un Güneş Adaları’dır. Herkesin mutluluktan, bolluktan ve hayat zevklerinden eşit pay aldığı bu ekvator adasında güneş her yere eşit dağılır. Adaları çevreleyen su bile tatlıdır. Campanella’nın Güneş Ülkesi’nin o her yana eşit yayılan sıcaklığı; özel mülkiyete, kişisel sahiplenmelere yer vermeyen, ütopyacı bir ülkede yaşamaktadır. Görülen o ki, ideallerinin çoğu hâlâ gerçekleşmeyi beklemektedir; demek ki bizden de uzun yaşamaya adaydır…
Veysel Atayman
TOMMASO CAMPANELLA
(D. 1568 Napoli-Ö. 1639 Paris) İtalyan düşünür, ozan, yazar. 1583’te Dominiken tarikatına girdi. Skolastik Aristotelesçiliğe karşı çıkan Bernadino Telesio’nun düşüncelerine yakınlık duydu. 1589’da Duyularla Açıklanan Felsefe’yi yazdı; felsefenin temeli olarak empirik, deneysel alanın önemini vurguladı. Kilise öğretisine aykırı düşüncelere yer verdiği suçlamasıyla tutuklandı. Birkaç ay sonra serbest bırakılınca Padova’ya gidip orada ünlü fizikçi, düşünür Galileo ile tanıştı. Sonraki yıllarda Galilei’nin Savunması (1616) kitabında bu ünlü bilim insanının düşüncelerini savundu. Ancak Hıristiyanlık ile ilgili düşünceleri bir Yahudi’yle tartıştığı suçlamasıyla yeniden tutuklandı. Pragmatizme ve siyasal reformlara ilgi duyan Campanella, günahkâr insanlığın evrensel bir Kilisenin egemenliğine dayalı dinî bir reformla kurtulacağını savundu ve bu düşüncelerine Hıristiyan Monarşisi Üzerine (1593) ve Luthercilere, Kalvincilere ve Öteki Heretiklere Karşı Siyasal Söyleşi (1595) kitaplarında yer verdi. Bu ilk düşüncelerin yerini, toplumunu ve yoksulluğu tanıdıkça, gittikçe daha somut adımların alması üzerine, kendini ayaklanma kışkırtıcısı ve komplocu suçlamasıyla, o dönemde İtalya’ya hâkim İspanyolların engizisyon mahkemelerinin karşısında buldu.
27 yıllık hapis dönemi boyunca Güneş Ülkesi’nin yanı sıra, Seçmeler (1626), günümüze sadece birkaçı ulaşmış madrigaller, soneler, geleneksel aşk şiirleri ve metafiziksel konulu ilahiler yazdı. 1638’de yazdığı Metafizik kitabında, Güneş Ülkesi’nde karşımıza çıkardığı Güç, Bilgelik ve Sevgi ile bir kez daha karşılaşırız. 1613-1614 yılları arasında gene hapisteyken yazdığı İlahiyat adlı metinler 30 kitaplık bir inceleme oluşturdular. 1626’da serbest bırakılan Campanella, 1634’te Napoli’de İspanyollara karşı bir başka komplonun ortaya çıkartılması üzerine Fransa’ya kaçıp XIII. Louis’ye sığındı.