1911 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Maurice Maeterlinck gerek modernizme yön veren keskin tiyatrol oyunları gerekse denemeciliğiyle 20. yüzyılın en mühim yazarlarından biri. Klasik bir üslupla, çağının ötesindeki bir modern duyuşla ele aldığı büyük varoluş meselelerinde tutturduğu mütevazı ve müdanasız fikri hat, yüzyılın ikinci yarısının iddialı & büyük gevezeliklerinden duyulmaz hale gelmiş bu büyük ustanın sesini yeni bir yüzyılda yeniden duymanın zaruretine inanıyoruz. Cumhuriyet’in erken yıllarında edebiyat ve fikir dünyamızın yakından takip ettiği Maeterlinck’i yeni bir çeviriyle, Antonin Artaud’nun önsözüyle takdim ediyoruz.
Hükümlerini kavrayamadığımız büyük bir yargıcın indireceği elin altında, hiçbir şey söylemeksizin yaşar ruhumuz. Fakat vereceği hesabın mahiyeti nedir? Bunu belirleyecek ahlak yasasını nerede aramalı? Düşüncelerimizin çok ötesindeki diyarlarda hüküm süren gizemli bir ahlak var mıdır? En saklı arzularımız, gözle göremediğimiz merkezi bir yıldızın güçsüz gezegenleri midir? Varlığımızın merkezinde şeffaf bir ağaç mı vardır, bütün eylem ve erdemlerimiz o ağacın kısa ömürlü çiçekleri ve yaprakları mıdır? Aslında ruhumuzun hangi kötülüğü işleyebileceğinden haberdar olmadığımız gibi, daha yüksek bir zihnin veya başka bir ruhun huzurunda ne sebeple yüzümüzün kızaracağını da bilmeyiz; gelgelelim hangimiz saf sayar kendini, hangimiz o gelecek yargıçtan korkmaz? Başka ruhlardan korkmayan bir ruh gösterebilir misiniz?