“5 Temmuz 1996’da kızım aklını kaçırdı.”
Michael Greenberg dünya çapında ün kazanan anı kitabı Geri Dön Günışığım’a bu cümleyle başlıyor ve kızı Sally’nin bipolar bozuklukla mücadelesini sarsıcı bir gerçekçilikle anlatıyor.
New York’ta kızı ve dansçı eşiyle beraber yaşayan ve yazdıklarıyla zar zor geçinen Michael Greenberg’ün hayatı bir yaz günü altüst olur: Sokakta mani atağı geçiren ve trafiği birbirine katan kızı polisler tarafından eve getirilmiştir. Sally’nin ilk atağını yaşadığı Greenwich Village sokaklarında başlayıp yatırıldığı psikiyatri kliniğinde devam eden anlatı Greenberg’ün sıkıntılı çocukluğuna ve ailesiyle –özellikle de psikiyatrik sorunlardan mustarip abisi Steve’le– ilişkisine doğru uzandıkça, suçluluk duyguları ve ağır sorumluluklarla dolu bir hayatın ve ne olursa olsun birbirini sevmekten vazgeçmeyen insanların dokunaklı portresi de belirmeye başlar.
Akıldan çıkmayacak kişi ve mekânlarıyla bir romanın sürükleyiciliğine kavuşan Geri Dön Günışığım’ı yazarın onuncu yıl baskısı için yazdığı sonsözle birlikte sunuyoruz.
“Şefkatli, açık seçik, gerçekçi ve aydınlatıcı… Ayrıntıları, derinliği, zenginliği ve zekâsıyla Geri Dön Günışığım kendi türünün bir klasiği olarak kabul edilecektir.”
Oliver Sacks
“Acı çeken bir çocuğun ve kuşatma altındaki bir aileyle evliliğin parlak, özlü ve bütünüyle özgün hikâyesi.” Janet Malcolm “Greenberg yazınsal örnekler olarak James Joyce ve Robert Lowell’a dönüyor. Virginia Woolf’un sesinin yankısı da işitiliyor…”
The Guardian