Sahil Kuralları:
Kumsalda uzun yürüyüşler yapın.
Her kokteyle bir şemsiye koyun.
İlk aşkınıza RASTLAMAYIN.
Görünüşte Sam’in hayatında her şey yolundadır. Jack adında
mükemmel bir nişanlıya ve harika bir işe sahiptir. Ailesinin ısrarı
sonucu, Jack ile birlikte Long Island’a, onların sahil evine yakın
bir yerdeki düğün mekânına bakmaya giderler. Sam’in ailesinin
sanata düşkün ve renkli yaşam tarzı, Jack’in düzenli ve katı
kurallarına tamamen zıttır. Ancak bu, Sam için önemli değildir;
çünkü çocukluk aşkı Wyatt’tan ayrıldıktan sonra güvenli ve
istikrarlı bir ilişkiye sığınmıştır.
Long Island’a vardıklarında Sam, eski komşusu ve çocukluk aşkı
Wyatt’ın da orada olduğunu öğrenir. Bu karşılaşma, onun içinde
gömülü olan duyguları yeniden canlandırır. Yıllar önce
konuşulmamış şeyleri konuşarak Wyatt ile arkadaş kalmayı
amaçlayan Sam, bir süre sonra hayatını ve aldığı kararları
sorgulamaya başlar.
Anılar yeniden canlanır; Sam, Wyatt’ın teninin onun tenine
dokunuşunu, ağaç evdeki unutulmaz geceleri ve ayrılıklarının
ardındaki gerçeği hatırlar. Bu süreçte, aralarındaki bağın hâlâ ne
kadar güçlü olduğunu da fark eder. Şimdi Sam, geçmiş ve
geleceği arasında bir seçim yapmak zorundadır.