“20. Yüzyılın en gizemli ve çekici yazarlarından birisi.” The L Magazine
“Lispector, bir elmas sertliğinde ve nadirliğinde…” Rachel Kushner
“Yirminci yüzyılın gizli dâhilerinden birisi.” Colm Tóbín
“Madonna, Cher ya da Pele hayranları nezdinde neyi ifade ediyorsa, Lispector de okuyan-ları için onu ifade ediyor. İçimizden bir Clarice.” Brenda Cronin
“Kendi dahiyane tarzıyla bir edebiyat büyücüsü.” Publishers Weekly
“Gerçekten olağanüstü bir yazar.” Jonathan Franzen
“Şunu söylemeye cüret ediyorum: Lispector size dokunacak ve daha önce hiçkimsenin dokunmadığı gibi dokunacak.” Benjamin Mosher
Arka Kapaktan:
Elimi bir başkasının avucuna koymak hep mutluluğun tanımı olmuştur benim için. Pek çok kez uyumadan önce –bilinci kaybetmemek ve daha büyük olan ülkeye gitmemek için veri-len o küçük mücadelede– pek çok kez, uykunun büyüklüğüne doğru gitme cesaretine sa-hip olmadan, biri benim elimi tutuyormuş gibi yaparım ve uyku denilen o muazzam şekilsiz-liğe doğru giderim. O zaman da cesaretimi toplayamayınca düşe dalarım.
Şimdi uykuya gitmek özgürlüğüme gitmem gereken yola o kadar benziyor ki. Kendimi an-lamadığım bir şeye vermek, kendimi hiçliğin kıyısına bırakmak demek. Sadece gitmek, tar-lada kaybolmuş kör bir kadın gibi. O yaşam denen doğaüstü şey. Tanıdık olsun diye evcil-leştirdiğim yaşam. Kendinden geçmek denen o cesur şey, Tanrı’nın tekin olmayan eline uzanmak ve cennet denen o şekilsiz şeye girmek gibi. İstemediğim bir cennet!
Yazarken ve konuşurken biri elimi tutuyormuş gibi yapmak zorunda kalacağım…