VIVA LA VIDA!
“Hayatını istediği gibi yaşadı ve bunun için asla özür dilemedi. O hiçbir zaman hayatla bağını
koparmadı. Ondan başka hiç kimse ölmeden hemen önce resim yapmazdı ve o resme Viva la
Vida ismini vermezdi.” – Salma Hayek
“Meksikalı ressam Frida Kahlo’nun benzersiz hayat hikâyesi, Arianna Davis’in satırlarında,
cesurca yaşamak isteyenler için müthiş bir rehbere dönüşüyor.”
– Boston Globe
Frida Kahlo 1954’te hayata veda etti ve o zamandan bugüne bütün dünyada Frida hayranlığı
yaşanıyor. Madonna, konserlerinde ondan ilham alan giysiler giyiyor; Beyoncé, Cadılar
Bayramı’nda Frida oluyor; Coldplay, albümlerine isim koymak için onun sözlerini seçiyor; onun
resimleri, sözleri, Instagram ve Twitter’da her gün milyonlarca kadın tarafından paylaşılıyor; imajı
dünyanın her yerinde her türlü eşyayı, resimleri ise duvarları süslüyor.
Frida, umut, değişim, devrim ve dayanıklılık için çok güçlü bir simge. Onun hikâyesi, hayatı
cesurca yaşamak isteyenler için sayısız dersle dolu. Öyleyse zorlukla karşılaştığımız her
durumda bize yol göstermesini dileyerek yüksek sesle sorabiliriz: Frida olsa ne yapardı?