Bu kitap, düsüncenin üzerinde düsünmek ve yasamin güzelliklerine farkli pencerelerden bakmak için ayrica insan olmanin mutlulugunu duyumsamak ve hayata yeniden gülümsemek için yazilmistir. Bu nedenle okunmaya deger. Gerçekten insan olmak da insani anlatmak da zor bir istir. Insanin ne oldugu sorusunu St. Augustinus söyle yanitliyor. Bu soru bana sorulmadan önce yanitini biliyordum ama artik bilmiyorum Kitabin yazari olarak ben de bu yanita katiliyorum. Ayrica böylesine önemli bir soruya kestirme yanitlar vermek, konunun ciddiyeti ile bagdasmaz. Üstelik bu soruya yanit vermek bu denli kolay olsaydi elinizdeki kitabin yazilmasina gerek kalmazdi. Kitabin her satirinda ve satir aralarinda bu soruya verilen farkli yanitlara tanik olacaksiniz. Bu yanitlar, insanlarin en büyükleri olan filozoflarin düsünceleri beklentileri, umutlari ve kaygilari ile yogrulmustur. Her biri insanin tanimlanmasi zor gerçekligine; yalnizligina, saldirganligina, bilgeligine, azizligine ve günahkârligina farkli pencerelerden bakmislardir. Bu yanitlardan herhangi birinin dogru oldugunu düsünmek yerine, hepsinin gerçegin bir yönünü aydinlattigini düsünmek, akla daha uygun görünmektedir. Sonuçta bu kitap herkesin kabul edecegi ortak bir yanita ulasmak için degil (ki bu gerçekçi bir beklenti de degildir.) kendi varolus biçimimizi ve dogamizi anlamak için okunmalidir.