Bizans kralinin kizi dermansiz bir derde tutulmus. Doktorlar hiçbir çare bulamamislar. Artik ümitlerin tükendigi bir zamanda kiz rüyâsinda nur yüzlü, ak sakalli bir dedeyi görmüs.Ona iyilesmesi için, kalenin karsisinda bulunan kabrinin asagi tarafina bir kuyu kazdirmasini, o kuyudan çikan suyu içmesini ve onunla yikanmasini tavsiye etmis. Kiz rüyâsini babasina anlatmis. Ona kabrin oldugu yeri göstermis. Bu kisi Eyyüb Sultan Hazretleri imis.Kral Hiristiyan olmasina ragmen, baska çaresi kalmadigi için denilenleri yapmis. Kiz rüyasindaki tavsiyelere uyunca iyilesmis.Artik kral Eyyüb Sultan Hazretleri’ne büyük saygi duymaya baslamis. Onun kabrini tamir ettirmis ve üzerine binâ yaptirarak yani basina bir de nöbetçi koymus. Kizin iyilestigini ögrenen hiristiyanlar, onu ziyâret etmeye baslamislar. Bizanslilar asirlar boyunca, Eyyüb Sultan Hazretleri’nin kabrini özenle korudular. Ancak, Bizanslilar’in hakim oldugu son asirlarda, Istanbul’un Latinler tarafindan istilâsinda onun yeri kayboldu. Fakat sonra terar bulundu, nasil bulundugunu ise bu kitaptan ögrenelim.(Tanitim Bülteninden)