Bir sabah geçmiş yazılarıma baktım ve arkadaşlarımın, okurlarımın, takipçilerimin benimle dile gelmek için, bazılarını benim de kaleme aldığım paylaşımları okudum. Baktım küçük küçük hikâyeler, denemeler, anlatımlar neredeyse bir kitap olacak şekilde birikmiş. Hepsi birbirinden farklı yaşanmışlıklar, birbirinden ayrı tecrübeler ama her yazının ortak bir noktası var: Yalnızlık…
Mevlana, “Yalnızlığın en kötüsü, seni anlamayanların arasında kalmaktır…” demiş. Eminim sizler de bu duyguyu yaşadınız. İşte bu kitabı elinize alıp okumaya başladığınızda, kim bilir belki kendiniz veya yakınınızdaki birinin yalnızlığını, belki de hiç karşılaşmadığınız, kınadığınız, yaşamadan yorum yaptığınız yalnızlıkları bulacaksınız…
Kitapta, bir üçüncü gözün de dâhil olduğu Gel Dertleşelim bölümü bulunmakta. Gel Dertleşelim bölümü, yorumlarımın yanı sıra, katkısının olmasını istediğim nefes ve yoga eğitmeni olan sevgili dostum Dicle Şeren ile birlikte yazıldı. Dicle, hikâyelerdeki yalnızlığı, ders verircesine ya da profesyonel, uzman görüşü gibi değil de, bir arkadaşla, bir dostla sohbet eder gibi okuyup, yorumladı. Onun yorumlarıyla birlikte birçok kadına, ‘Aslında Yalnız Değilsin’ diye seslenmeyi, yalnızlığımızı paylaşmayı ve güçlü bir duruş için yoga duruşlarından da destek alarak bir araya gelmeyi amaçladım…