Çocukluktan genç kizliga geçis asamasinda, bir yandan ayri olan annesiyle babasinin baskalariyla kurduklari yeni hayatlarindaki, bir yandan dünyadaki kendi yerini sorgulayan Zeynep’le kendisine göre tanimlanamaz ama gerçek, büyüklerine göre hayal gücünün ürünü olan zamanin ve mekânin ötesindeki cisimsiz arkadasi Scorpius’un hikâyesi … Kitabin özelligi, yazarinin dilinin renkliliginden oldugu kadar “sorgulama” çagindaki çocuk ve gençleri gayet cesurca ama ayni zamanda çok dikkatli bir pedagojik yaklasimla hayal kurmaya, sinirlarini asmaya, kendilerine gerçek olarak sunulan her seyden kusku duymaya ve kendi gerçeklerinin pesine düsmeye tesvik etmesinden de kaynaklaniyor. Zeynep’in esrarengiz arkadasinin gerçekligiyle bir süre fiziksel anlamda uzak kaldigi kendi dönem ve yasamin gerçekleri arasindaki geçisler sirasinda okurla paylasilan dünyanin gelecegine dair “kehanetler” de aslinda gerçeklesmeye aday tahminler olmalari açisindan ilginç ve sarsici. Özgür düsüncenin önemi, özgürce düsünebilmenin sagladigi ayricalikli konumun özellikle vurgulandigi kitap; toplumsal ve siyasal kaygilardan uzak, insan olabilmeye odaklanmis bir çalisma. Çünkü Scorpius’un da dedigi gibi “Bir çocugun arzusu her seyi degistirebilir”.