“Ama sana bir tavsiye verecek olsam sadece şunu söylerdim, hayatım: Şanssız bir dönemden geçtiğinde ve işler istediğin gibi gitmediğinde, kendi hikâyenin yazarı olduğunu hatırla. Onu seçtiğin herhangi biriyle, istediğin herhangi bir şekilde yazabilirsin. Ve bu güzel ya da trajik bir hikâye olabilir. Seçim senin.”
June Andersen New York’ta yaşayan başarılı bir bankacıdır.
İş hayatında her şey yolunda gitse de özel hayatında bir
şeyler eksiktir. Bu huzursuz ve tekdüze yaşamı aldığı haberle yerle bir olur: Tüm çocukluğunu beraber geçirdiği büyük teyzesi Ruby ölmüştür. Ruby’nin Seattle’daki kitabevi ise June’a miras kalır. Hem kitabevinin geleceğiyle hem de kendi hayatıyla ilgili June’un bir karar vermesi gerekmektedir.
Bu kararı verirken geçmiş ona ışık tutar. Kitabevinde, çocukluğunda sayısız kere dinlediği masalın yazarı ve teyzesi arasındaki mektuplaşmayı öğrenir. New York’tan Seattle’a yaptığı bu yolculukta June kendini, geçmişini ve bildiğini sandığı şeyleri yeniden keşfeder.
Sarah Jio, Amerikan Edebiyatı’nın önemli eseri İyi Geceler
Aydede’den ilham alarak yazdığı bu romanında okurları
June’un gizemli geçmişine ve geleceğine davet ediyor.