Engelleri aşmak…
Ali, sıradan bir çocuk gibi görünse de aslında değildi. Tüm engellere rağmen hayatı ellerindeki kelimeler ile anlamaya ve anlatmaya çalışıyordu. Bu, altı yaşında işitme engelli bir çocuk için oldukça zor olsa da, Ali için dünyayı elleri ve gözleri ile keşfetmekten daha mutluluk verici ne olabilirdi ki?..
Renkli çizimleri ve özgün senaryosuyla içinizi ısıtacak bu etkileyici çalışma, Ali’nin karşılaştığı tüm engellere rağmen keyif almaktan hiç vazgeçmeyerek yaşadığı sıradan bir okul gününü anlatıyor okurlarına. Bu özründen dolayı annesi sürekli üzülse de, kulaklarının arkasına yerleştirilen işitme cihazları hiç hoşuna gitmese de, en iyi arkadaşı Can kimi zaman onun işitme engelli olduğunu unutuyor olsa da tüm bunlar Ali’nin yaşama sevincinden hiçbir şey eksiltmiyor. Kim bilir, belki de Ali’nin dediği gibi bu his, duymanın nasıl bir şey olduğunu hiç bilmediğinden kaynaklanıyor olabilir…
Ali için keyifsiz biten bir maçın ardından resim öğretmenin verdiği otoportre çizim çalışması sınıf içerisinde büyük heyecan yaratmıştı. Ali’nin resmi herkesten farklı olacaktı. Bir tüp mavi guaj boya, bir adet fırça ve iki adet el. Güzel bir resim için her şey hazırdı. Peki ama nasıl?
Yayımladığı kitaplarla adından övgüyle bahsettiren, Türk çocuk ve gençlik çizgi roman yayıncılığına yeni bir boyut kazandıran Desen Yayınları’ndan duygu yüklü sımsıcak bir çalışma…
Anlaşmak için kelimelere ihtiyacımız olduğunu kim söylemiş ki! Ellerimiz yeter de artar bile!..