Hayatta basariyi yakalamak, meslek yasaminda sorunlarin üstesinden gelebilmek için söylenen seyler genelde kendine güvenmek, hedefi dogru belirlemek, azimli olmak, çok çalismak konulari çevresinde dönüp durmaktadir. Elbette ki basariyi yakalamak için belirtilen bu unsurlar çok önemlidir. Ancak su da bir gerçektir ki insan bazi durumlarda diger tüm kosullari yerine getirse de is yasaminda basariya ulasamaz. Iste tam bu noktada basariya giden yolda daha önce bu yollardan geçmis bir ustadan tavsiyeler almak, onlarin deneyimlerinden yararlanmak çözülmesi çok zor gibi görünen pek çok sorunu ortadan kaldirmamiza yardimci oluverir. Asagidaki hikâyeyi çogumuz biliyordur. Ustaya basarisinin sirrini sormuslar… Iki kelime demis: – Dogru kararlar…Hepimizden farkli olarak sürekli dogru kararlari nasil alabildigini sormuslar:Tek kelime demis:- Tecrübe…Bu tecrübe denen seyin sirri ne diye sormuslar.Usta derin bir iç geçirmis ve söyle demis:- Yanlis kararlar!Hikâyedeki usta gibi uzun bir zaman sürecinden sonra bilgi ve tecrübesini artirmis, basariyi yakalamis insanlardan yardim almak bizim de basariyi yakalamamizi saglayabilir. Çünkü ustadan alacagimiz yardimlar bizim de benzer hatalari yapmamizi engelleyecek ve meslek yasamimizda basariyi elde etmemizi kolaylastiracaktir. Tarihte de bunu örneklerini görmek mümkündür. Büyük Iskender ve Aristo, Beethoven ve Haydn, Schiller ve Goethe, Yunus Emre ve Taptuk Emre, Fatih Sultan Mehmet ve Aksemseddin tarihteki ünlü usta çirak iliskisini gösteren örnekler arasindadir. Usta çirak iliskisinin akademik anlamdaki karsiligi ise mentormentee iliskisi olarak belirtilmektedir. Kisisel ve mesleki anlamda rol model olan, derin bir tecrübe ve bilgi birikimine sahip birey mentor, yani usta olurken onun gözetiminde yetisen çirak konumundaki yeni birey ise mentee olmaktadir. Bu ikili arasinda gerçeklesen yetistirme- yetisme evresi mentorluk olarak adlandirilmaktadir. Mentorluk nitelikli insan gücünün yetistirilmesi ve mesleki gelisimlerini devam ettirmelerinde kullanilan önemli bir gelisim araci olarak görülmektedir.Günümüzde örgütlerin sahip oldugu entellektüel sermaye onlarin sahip oldugu en önemli hazine olarak gösterilmektedir. Bu hazininin degerlendirilmesi islenmesi ve tekrar topluma geri dönüsümünün yapilmasi okul sisteminin etkili çalismasiyla mümkün olacaktir. Egitim sisteminin sistemin temel isleticisi konumundaki ögretmen ve yöneticilerin mesleki gelisimlerinin saglanmasi göreve yeni baslayacak olanlara mesleki hazirlik evresinde destek olmak için mentorluk pek çok ülkede kullanilmaktadir. Bu kitabin amaci dünyada farkli ülkelerdeki mentorluk uygulamalarinin egitim alanindaki örneklerini okuyuculara göstermektir. Türkiye’deki örnegi ilk olan kitabin en önemli özelligi her ülkedeki mentorluk uygulamasi ile ilgili bilgilerin o ülkede yasayan ve sistemi iyi bilen akademisyenlerin aktarimlariyla okuyucuya ulastirmasidir. Kitabin 11 farkli ülkedeki egitim sistemi hakkinda genel bir fikir vermesi açisindan da karsilastirmalari egitim konusuna merak duyan arastirmacilarin ihtiyaçlarina cevap verecegi umut edilmektedir.