“Dostluk nedir? Nasıl Yaşanır? Hangi güç ilişkilerini kurar ve işletir ya da hangi güç ilişkileriyle kurulur ve işletilir?” sorularıyla haşır neşir oluyor elinizdeki kitap. Bir yandan dostluk kavramının tarihselliğini ve uğradığı dönüşümlerin izini sürerken, bir yandan da toplumsallığın inşasındaki konumunu araştırıyor. Dahası bunu yaparken dostluk kavramına atfedilen çeşitli felsefi anlamların soybilimini çıkarıyor. En nihayetinde de dostluk kavramının tarihselliği ile felsefi anlamlarının kesiştiği alana kavramın politik tezahürlerini yerleştiriyor.
Tüm bunların açtığı ufukta Antik Yunan’ın kişisel dostluklarını, erken modern ve modern yaklaşımların dost-düşman ikiliğine dayandırdığı dostluk fikrini, neoliberal çağın faydacı dostluk tanımını boydan boya kat ediyor. Bu gezintide dostluk kavramını duygu, çıkar, vefa, güven, ortak yaşam, yeni toplumsal biçimler vb. kavramlarla ilişkilendirip, hem dostluğun güç ilişkilerinde açtığı imkânları hem de bu güç ilişkilerinin dostluğu kapattığı imkânsızlıkları soruşturuyor.
Böylece sadece insanlarla değil tüm dünyayla kurulacak dostlukların, dayanışmacı, güçlendirici, kurucu ve özgürlükçü ilişkileri yeşertip çoğaltacak toplumsallıkların oluşumu için ne kadar vazgeçilmez olduğunu ileri sürüyor.