Ask-i Memnu kitabi bize ne anlatirdi, dizi filmi neler anlatti? Neden Yesilçam Sinemasi’nda sevdigine kavusamayan kadinlarin çocuklari evlendikleri degil de sevdikleri adamdandir? Reality TV mi gerçek yoksa hayat mi? Artik misafirler “Prime-Time” vakitlerinde gelmese ne iyi olur dediginizi duyar gibiyiz! Yeni medya ne yapar mi, peki, siz orada içerik sahibi olarak ne yapiyorsunuz?Televizyonun bizi nasil büyülediginin incelenmesi ve çözümlenmesi üzerine, kisa ama öz, 10 özenli çalisma.Televizyonunuzun ayarlariyla oynamanizin bir faydasi yok. Bir sorun varsa yayindandir, müdahale edemezsiniz tipki içerige müdahale edemediginiz gibi.Büyülenmisçesine bakakaldigimiz ekranin karsisinda çaresiz, kanal degistiriyoruz. Kanallar degisse de programlar degismiyor (eskiden kanallar da degismiyordu ya). Bir saat geçiyor, bir baska yayin kusagi ve baska formatta programlar. Gelgelelim aynilik baki. Ancak içi de bos degil bu program ve içeriklerin. Bize bir seyler anlatiyorlar, bir seyleri yeniden kurguluyorlar; anlatilmis olani tekrar anlatiyorlar en çok da edebiyati ve hayati.Nasil, ne zaman, ne amaçla? Belki de amaçsizca. Ama karsimizda bir hikâye ve bir anlati var. Bu anlatinin da bir hikâyesi…Bu kitaptaki makalelerde televizyonda hikaye anlaticiliginin tarzi, örüntüsü, içerigi, dili; edebiyat ve Yesilçam sinemasiyla iliskisi ve gayri mesru sonuçlari; genelde kitle iletisim araçlarinin ve özelde televizyonun toplumsal islevi, devlet ve siniflarla temasi ve bu dokunusun birey üzerindeki etkileri göz önünde tutularak ele aliniyor ve çözümleniyor.Içerigin Tanrisi artik biz ölümlülerin huzuruna atilmistir.