“Kaçıyorum, öyleyse varım. Daha doğrusu, kaçıyorum, öyleyse –ve şansım da yaver giderse- hâlâ var olacağım.”
Yakın geçmişte, sonsuzluğun büyülü evrenine uğurladığımız Sir Terry Pratchett’ın, dünya çapında 85 milyonun üzerinde satan 41 kitaplık, kültleşmiş “DiskDünya” serisi Eric ile devam ediyor.
Niran Elçi’nin pürüzsüz Türkçesi ve Delidolu’nun özenli baskısıyla okurlarının beğenisine sunulan efsane dizinin dokuzuncu kitabı; Faust’tan İlahi Komedya’ya, Aztekler’den Cehennemin dibine ve hatta evrenin doğuşuna dek uzanan eksantrik bir yol hikâyesine açılıyor.
Dostumuz Rincewind’in yetenekleri arasında en öne çıkanı, kaçma yeteneği. Hatta bu işi bilim seviyesine kadar yükseltmiş durumda. Onun için önemli olan kaçmak. Rincewind kaçadursun, onu kaçtığı yerden alıp getirecek bir Eric var artık. Eric Thursley, ya da namı-ı diğer Faust. DiskDünya’nın ilk ve tek iblisoloğu. Evet, yanlış duymadınız koskoca âlemin tek iblisoloğu ve maalesef en kötüsü…
Eric’in hayattan üç büyük dileği var: Ölümsüzlüğe ulaşmak, dünyaya hükmetmek ve gelmiş geçmiş en güzel kadının biricik sevgilisi olmak. Eh, sıradan gibi görünse de pek de küçümsenecek istekler değil aslında… Peki ya daha da kötüsünün yaşanacağını, kâinatın en kötü iblisoloğunun, dünyanın en beceriksiz sihirbazı ile bir araya geleceğini söylesek? İşte o zaman DiskDünya’nın başına gelecek şeyler dudağınızı bile uçuklatabilir!..
Terry Pratchett, mizahın ve ironinin dozunu iyice yükselttiği Eric’te, okurlarını, zamanda ve mekânda akıl almaz yolculuklara sürüklüyor.
DiskDünya serisi, hayal gücünün sınırlarını zorlayan kurgusunun yanı sıra kuantum fiziğinden sanayi devrimine, popüler kültür klişelerinden edebiyat ve sinema klasiklerine uzanan değişik kültür unsurlarına saygı duruşunda bulunarak gerçek dünyadaki pek çok konuyla dalga geçmesini bilen göz kamaştırıcı bir edebiyat harikası…