“Müdahale etmeme meselesine ne oldu?” diye sordu Magrat.
“Bu gerçek bir müdahale değil,” dedi Ogg Ana huzursuzca.
“Bu yalnızca işlerin yolunda gitmesine yardımcı olmak. Bu müdahale etmeme meselesi normalde iyidir, karışmana gerek olmadığı zaman karışmamak kolaydır.”
Yakın geçmişte, sonsuzluğun büyülü evrenine uğurladığımız Sir Terry Pratchett’ın, dünya çapında 85 milyonun üzerinde satan 41 kitaplık, kültleşmiş “DiskDünya” serisi, Büyünün Rengi, Fantastik Işık, Eşit Haklar, Mort ve Hasbüyü ‘nün ardından Ucube Kocakarılar ile devam ediyor.
Niran Elçi’nin pürüzsüz Türkçesi ve Delidolu’nun özenli baskısıyla okurlarının beğenisine sunulan efsane dizinin altıncı kitabında, Lancre’da krallık el değiştiriyor, kral öldürülüyor. Tahtın hakiki vârisi ise kayıplara karışıyor. Tüm bunlar yaşanırken, DiskDünya’nın az bilinen kırsallarında, doğanın ruhu huzursuzluğa sürükleniyor.
Yasalara sıkı sıkıya saygılı üç cadı, politikaya büyü karıştırmanın ne denli büyük sorunlara sebep olacağını bile bile krallığın işleyişine burunlarını sokmaya kalkışınca işin rengi değişiyor. Tehlikeyi enselerinde hissetmeye başlayan Ucube Kocakarıları zor bir seçim bekliyor…
Peki ya Shakespeare, DiskDünya’da yaşasaydı? “Disk bir tiyatrodan başka bir şey değildir,” diye yazdı, “tüm kadınlar ve erkekler de oyuncu.” Ara verme hatasında bulundu ve başka bir esin araya girerek düşüncelerini tamamen farklı bir yöne çekti. Yazdıklarına baktı ve ekledi: “Patlamış mısır satanlar dışında…”
Ucube Kocakarılar, DiskDünya evrenindeki sıra dışı serüvende yepyeni bir perde açıyor.
DiskDünya serisi, hayalgücünün sınırlarını zorlayan kurgusunun yanı sıra kuantum fiziğinden sanayi devrimine, popüler kültür klişelerinden edebiyat ve sinema klasiklerine uzanan değişik kültür unsurlarına saygı duruşunda bulunarak gerçek dünyadaki pek çok konuyla dalga geçmesini bilen göz kamaştırıcı bir edebiyat harikası…