Hasdal Cezaevindeki babalar… Ziyaret odasinin önünde babamla vedalasirken avukat odasinin camindaki demir parmakliklarin arkasinda, cezaevi avlusunda yürüyüs yapan bir tutuklu subay gördüm. Babam, “Bak bu geçen yil benim komutanim, daire baskanimdi…” dedi. Gülümsedik… Hemen ardindan bir kisi daha kirmizi esofmanlari, spor ayakkabilariyla kosu yapiyordu. “Bu kim?” diye sordum babama, “O, terör örgütü ile mücadele eden bir timin komutaniydi. Dagdan Hasdal’a getirildi.” diye yanit verdi. Dudaginin kiyisinda, aci bir gülüs vardi. Babam, bir sonraki kosucu komutani da tanitti. “Bu da geçen sene buranin, Hasdal Cezaevinin komutaniydi. Simdi tutuklusu…” deyince güleyim mi aglayayim mi bilemedim!
Irem Çiçek, bu satirlari yazdigi sirada babasi Emekli Albay Dursun Çiçek, bir “kumpas”in magduru olarak hâlâ tutuklu bulunuyordu. Kumpas amacina ulasamadi ve kirk yamali bohça gibi türlü haksizliklarla örülmüs Balyoz Davasi düstü. Süphesiz bu davanin en çok konusulan ve haksizliga ugradigi ayan beyan ortada olan en önemli isimlerinden biri de Dursun Çiçek’ti. Bu yüzden, Türk ordusuna kurulan kumpasi tam manasiyla anlamak, bu sürecin nasil isledigini, ne tür haksizliklarin yasandigini, asla bir tesadüf olmayan olaylarin nasil gelistigini anlamak için “Irtica ile Mücadele Eylem Plani”ni yazdigi ve imzaladigi iddiasiyla yargilanan ve kumpasin ortaya çikmasinin ardindan beraat eden Çiçek’in yapacagi tanikliklar, bir dönemin, bir ihanetin resmini çekecektir.
Tabii yasananlar, Irem Çiçek ve diger magdurlarin çocuklari için bir kumpastan daha fazlasiydi. O karanlik günler onlar için aci, özlem ve yürek sizisi demekti. Irem Çiçek için ise tüm bunlarin yaninda, bir mücadelenin kapisi açilmisti. Bu mücadelede çok seylere tanik olacak, çogu sahtekârligi ortaya çikaracakti… Babasinin yeni avukat çikmis kizi olarak davaya tam ortasindan dâhil olan Çiçek’in tanikliklariyla da yasananlarin hem insani boyutuna hem de uzmanlasmis bir gözün bakisina sahit olacaksiniz…