Iki kudretli hükümdar, ikisi de cihana hükmedecek güçte, cesarette, dirayette. Biri savas dehasi olarak anilan, dünyanin tek hâkimi olmaya cehdetmis, önüne çikacak her engeli devirmeye ant içmis Emir Timur. Digeri Anadolu’dan yeseren koca çinarin, Osmanli’nin genç padisahi. Nigbolu fatihi, azmiyle, gözü karaligiyla Haçlilara korku salmis, Timur’a bile “O yigidin göçtügü âlemin sultanligindan ne çikar!” dedirtmis Sultan Yildirim Bayezid. Okay Tiryakioglu yeni romani Devlerin ve Savasi’nda bizleri yine dünya tarihine yön vermis sahsiyetlerle bir araya getiriyor. Emir Timur imparatorlugunu batiya dogru genisletmek isterken, Yildirim hem doguda hem batida sanli bir mücadeleye girisiyor. Bir yandan Istanbul’u kusatiyor, bir yandan Anadolu’nun birligini saglayan adimlari atiyor. Istihbarat teskilati Karatuglar, Kanoniklerin en derin hatlarina kadar sizmisken ihanet bir yerlerden yüz gösteriyor; Haçlilar ve Emir Timur arasinda gizli bir ittifak olusuyor. Iki büyük komutan, iki cengâver hükümdar, Ankara’da, Çubuk Ovasi’nda çarpisan iki ordu ve hiç bitmeyen nefis muhasebeleri… Belki de en büyük sanssizliklari ayni zamanda yasamakti. Okay Tiryakioglu yenginin, yenilginin, dünyaya hükmetmeye bir adim kalmisken kendi içindeki savasta yenik düsmenin, onurla kaybetmenin destansi romanini yazdi… Timurlenk, kil çadirindan firladigi gibi çikti. Biz de pesinden segirttik. Bakislarinda merak ve hayret vardi Koca Hakan’in. Sonra harp alaninin kizil dumanlari ve onca pusun arasindan çikanlari görünce gözleri faltasi gibi açildi. Ak donlu atinin iki yaninda toplanmaya çalisan piyade ya da süvari, onlarca muharibi baltasinin tek bir salvosuyla devirerek geliyordu Yildirim Bayezid Han. Inanilmazdi ama gerçekten de oydu. Etrafinda bir avuç hassa muhafizi oldugu halde karsi konulmaz bir kolaylikla ilerliyordu. “Hele su yigide bakin,” dedigini isittim Timurlenk’in. “Su yigide bakin hey! Aman ya Rabbi, su yigidi görün ve torunlariniza anlatin!” (Tanitim Bülteninden)