Yıl 1522…
Akdeniz’in puslu sularında dehşet kol gezmektedir. Rodos Şövalyelerinin bitmek bilmeyen baskınları, korsanların acımasız saldırıları Akdeniz’i kan gölüne çevirmiştir. “Karaların ve Denizlerin Hakanı” Sultan Süleyman, gittikçe büyüyen bu tehlikeyi yok edip deryalara hâkimiyet mührünü vurmak için ferman verir. Ve Akdeniz’in suları, yaklaşan büyük savaşın ateşiyle kaynamaya başlar.
Bir tarafta Akdeniz’de ölüm saçan Rodos Şövalyeleri, Rum korsanı İzbandutlar, Venedikliler, Cenevizliler… Bir tarafta Sultan Süleyman’ın donanması ile deryalarda kasırga gibi esen Türk korsanları… Bütün bu namlı deniz kurtlarının ortasında ise adını ve kendini arayan bir kahraman: Adsız!
Yiğitlik göstermeden ad almak yoktu onun töresinde. Sonunda ad almanın yolunu da deryalarda buldu. Ama kaderin dalgaları onu geçmişinden gelen büyük bir sırrın girdabına sürükleyecekti. Bu sır aşkla intikamı, sevdikleriyle düşmanlarını, zaferle yenilgiyi birbirine düğümlemişti. Açtıkça ya kendini bulacak ya da bu girdapta kaybolacaktı.
Tarihî romanların usta kalemi Hasan Erimez, Denizler Aslanı romanıyla bu kez deryaları birbirine katan korsanların dünyasına giriyor. Kadırgaların kürekleri suya iniyor, kalyonların yelkenleri fora ediliyor, engin denizlerin gizemli dünyasında heyecan ve gerilim dolu efsanevi bir serüven başlıyor.