Ismailaga Cemaati, müftü cinayetinden camide biçakli saldiri ve yaralamalara, yolsuzluk iddiali dava dosyalarindan taciz ve tecavüz iddiali sorusturmalara kadar, tartismali pek çok olayin odaginda yer aldi. Cemaat, seçimlerde destekleme karari aldigi AKP hükümetinden basi sikistigi ilk anda bile basbakan yardimcisi düzeyinde “ilgi ve alaka” gördü. Onun içindir ki, Ismailaga ve Fethullah Gülen cemaatlerinin hesaplarinin mercek altina alinmak istenmesi ortaligi ayaga kaldirdi; ardindan Cumhuriyetin “ilk”ler tarihi yazilmaya baslandi: Adalet bakaninin “emriyle” bir savci, ilk kez bir Cumhuriyet bassavcisinin makamini basip kendisini gözaltina aldi. Polis ve jandarmaya bir bassavcinin emirlerine uyulmamasi talimati verildi… Cemaatleri sorusturan Cumhuriyet bassavcisi, tarikatlara “tuzak” kurmakla, cemaatler hakkinda istihbarat toplayan MIT elemanlari ise cemaat üyelerini “fislemekle” suçlandi! Savcinin emriyle cemaat sorusturmasinda yer alan askerler hakkinda ise “terör örgütü üyesi” olduklari gerekçesiyle dava açildi; hepsi hapishanelere konuldu…Yasanan hesaplasmada cemaatin neden bu kadar güçlü oldugu ise, cemaat liderinin “AKP bizi korumak zorundadir… Kimse riyakârlik yapmasin…” sözleriyle apaçik ortaya çikti…Elinizdeki bu çalisma ise, cemaatleri özellikle siyasal ve parasal yönüyle sorusturmak isteyen Cumhuriyet savcilari ile cemaatleri destekleyenler arasindaki sert savasimin belgelerle anlatilmasidir.