Bazen tek suçunuz; yanlış zamanda, yanlış yerde olmaktır.
“Yamuk Okul” serisinin yaratıcısı Louis Sachar’ın, Newbery Madalyası dâhil pek çok ödüle değer görülen, beyazperdeye de uyarlanan klasikleşmiş romanı Çukurlar; “ötekileştirilen” çocukların dünyasında geçen, gizem dolu bir serüven.
Tuhaf tesadüflerle örülmüş sarsıcı hikâyesinin arka planında, iyilerle kötülerin bir asırlık mücadelesine odaklanan yazar; pes etmemeye, direnmeye ve umuda dair yüreklendirici bir anlatı sunuyor.
Adalet ve yargı kavramlarını tartışmaya açan kitap, suça sürüklenen çocukların “yararlı ve çalışkan” bireyler olarak yeniden topluma kazandırılmaları olasılığı üzerine düşündürüyor.
Stanley Yelnats.
Fark ettiniz mi? Düzden de tersten de aynı okunuyor.
Ne şans ama! Belki de şansızlık, hatta lanet demeliyiz bu tesadüfe.
Stanley, gökten bir çift ayakkabı düştüğünü gördüğünde bunun kaderinin bir oyunu olduğunu sezmişti. Şanssızlıklarla dolu yaşamında kazara da olsa böyle sürprizlere yer yoktu.
Yaşananları kavramaya çalışırken, hiç işlemediği bir suçla itham edildiğini fark etti. Oysa bu kez tek kabahati; yanlış zamanda, yanlış yerde olmaktı.
Artık emindi, büyük-büyük-büyükbabasından miras kalan lanet peşini hiç bırakmayacaktı.
Mahkemeye çıktığında yargıç ona iki seçenek sundu: Ya ıslahevine gidecekti ya da Yeşil Göl Kampı’na. Stanley, ikinciyi seçti. Ne var ki göl kurumuş, çöle dönmüştü ve oradaki tüm erkek çocuklara “kişiliklerini geliştirmeleri için” çukur kazdırıyorlardı. Stanley, çok geçmeden işin gerçek yüzünü anlayacak ve kazdığı her çukurla hiçliğin ortasında yatan yüzyıllık bir hikâyeyi gün ışığına çıkaracaktı.
Mizahtan beslenen güçlü anlatısıyla okurları, çözümü pek de kolay olmayan gizemli olaylarla baş başa bırakan Louis Sachar, içimizdeki merak ve şüphe duygularını harekete geçirecek baş döndürücü bir kurguya imza atıyor.
Kaleme alınışının 25. yılını kutlayan Çukurlar, “hatasını düzeltenin, hayatını da bir çekidüzene koyacağı” düşüncesi üstüne kurulu, çarpıcı bir hikâye!