Çin günümüzde, güçlü bir ekonomi, istikrarli bir toplum, yeniden canlanan bir kültür ve bir dünya gücü olarak kendi tarihinin zirvesini yasiyor. Peki bu nasil gerçeklesti? Hu Angang bu basarinin izlerini yönetimde sürüyor. Sosyalist ülkelerde, iktidardaki komünist partiler açisindan liderlik süresi her daim sorun olmustur. ÇKP de bu sorunla yüzlesmistir. Buldugu yol; kolektif liderligin halefini grup halinde seçmektir. Bu yöntem kolektif liderligin Çin’e özgü sekillenmesine yol açti ve ona büyük bir basari kazandirdi. Mao Zedong’un: “Çin dünyadaki en güçlü kapitalist ülke ABD’yi yakalamalidir.” hedefi, ülkenin temel güdüsüdür. Yazar, bu hedefe ulasmak için üç önemli özelligi öne çikarir;1.Çin nüfusu ve toprak büyüklügü.2.Nitelikli, iyi egitim görmüs, vizyon sahibi ve yetismis insan kaynagi.3.Yönetim sorunu; Çin baskanlarinin halk arasindaki itibari, iki meclisli yönetim yapisi ve güçler ayriligi ilkesinin üstünlügü, daha kapsayici bir demokrasi olarak gelismis, pratik-yönelimli bir sosyalist demokrasi ve diger ülkelere göre etkili bir karar alma mekanizmasi. Baskanin tek adamciligi ve onun atadigi kadrolar yerine, ömrünü çesitli yöneticilik kademelerinde geçirmis deneyimli bir kadroya sahip yönetimi. Çin Komünist Partisi’nin iddiasi nettir; 2030 yilinda, artik o zamana kadar sahip oldugu kurumsal ve politik avantajlari net bir sekilde kullanarak ABD’yi her alanda geçmis olmak.Türkiye için Çin genel olarak, söylencelerle kulaktan kulaga anlatilan bir ülkeyken, Çin Komünist Partisi de pek bilinmeyen bir partidir. Çin Komünist Partisi Nasil Yönetiliyor, ülkenin çesitli alanlarindan derli toplu verilere dayanan bilgiler sunarak doyurucu nitelikte olan bir eserdir. Ayrica, ülkemizde yaygin olan sosyalist ülkelerde elestirinin olmadigina dair inanci tersine çevirerek, kurucu lider Mao’dan baslayarak hala hayatta olan liderlere kadar, yanlis uygulamalari yerden yere vurmaktadir. Meraklari giderecek bir kitabi elinizde tutmaktasiniz…(Tanitim Bülteninden)