“Buradan aşağı bakınca her şey ne kadar da basit görünüyor,” diye devam etti, “ama bende tam tersi etki yapıyor. Bu evlerde yaşananları, aile dramlarını hayal etmeye çalıştığımda, imkânsız derecede karmaşık görünüyor her şey. Ayrıntılar açısından bu kadar zengin bir şeyin hakkı nasıl verilir ki? Bırakın fotoğrafı, romanda bile olmaz.”
Türkçeye çevrilen ilk kitabı Çift Olumsuz’da Ivan Vladislavic farklı anları usta bir fotoğrafçı gibi yan yana eklemleyerek okurlarını görsel anlatıma dayalı akıcı ve usta işi bir romanla buluşturuyor. Apartheid dönemi Güney Afrika’sında üniversite eğitimini yarım bırakan Neville Lister ülkenin güncel politikasıyla ilgilenmeyen ve geleceğine dair herhangi bir planı olmayan genç bir adamdır. Babasının ısrarı üzerine ünlü fotoğraf sanatçısı Saul Auerbach ile bir gün geçirmeyi kabul etmesiyle birlikte hayatı hiç beklemediği bir yöne evrilir. Askerlikten kaçmak için gittiği Londra’da fotoğrafçılık yapmaya başlayan Neville, yıllar sonra apartheid sonrası Johannesburg’a dönüp Saul Auerbach ile geçirdiği o etkileyici günün izlerini sürmeye karar verince hayatı yine beklenmedik bir şekilde değişecektir. Vladislavic bir kenti ve içinde barındırdığı birbirinden farklı insanların yaşamlarını ustalıkla resmederken sanat, fotoğraf, hafıza ve hayatlarımıza yön verme çabalarını triptik bir kurguda birleştirmeyi başarıyor.
“Bana bir ömür boyu yetecek kadar ırkçı ayrımcılığa maruz kalmıştım. Elbette sistemin çökeceğini umuyor ama bu olunca ailemin ve arkadaşlarımın yaşayacakları şeyler konusunda endişeleniyordum. Gelgelelim kendimi sorumlu hissetmiyordum artık. Tarih bensiz devam etmek zorundaydı.”