“– Bonaparte kâfiri ne yapmak istiyor? Bir fikrin var mı paşam?

– İlk harekâtından, Mısır bölgesinde hâkimiyet kurup, emirliğini ilan etmek istiyor gibi gelmişti bana… Sonra Fransa’nın verimli topraklarından çıkıp neden buraya gelsin diye düşündüm. İşin Fransa kısmını yokladım; Direktuvar heyeti bu herifin cüretinden tedirginmiş, bu nedenle böyle bir meşguliyet verip Fransa’dan uzaklaştırmak istemişler. Ama bu da mantıksız… Sırf bu nedenden ötürü neden Devlet-i Aliyye’yi karşılarına almak istesinler? Sonra Hindistan olabilir mi diye düşündüm. Sürekli İngilizlerle cebelleşiyorlar ya… O da mantıksız geldi. Hindistan üzerine gitmek istese; neden denizden gitmek varken karadan yürüsün, askerini perişan etsin.

– İskenderiye’de ahaliye musallat olmuş mu?

– Hayır, ahali halinden memnun, Kölemen zulmünden kurtulduk diyorlar. Herif bir de beyanname yazıp Müslüman olduğu imasında bulundu, halkın teveccühü iyice arttı.

– Ahaliye zulüm yapmamışsa burada kalıcı olma niyetinde olduğunu gösterir.

– Evet öyle. Kalıcı olmak derdindedir ama ve lakin durmak derdinde değildir.

– Nasıl yani paşam?

Cezzar, yaslandığı duvarda asılı Anadolu ve Akdeniz’i içine alan büyük haritaya yöneldi, gümüş topuzlu bastonunu önce harita üzerinde İskenderiye üzerine bastı:

– Şimdi buradan karaya çıktı.

Harita üzerinde kayan baston yavaş yavaş aşağıya, Kahire üzerine indi:

– Şu an Kahire’ye yürüyor, burayı merkez yapacak.

Bastonu bu kez yukarı doğru kaydırdı:

– Şimdi tekrar yukarı yönelecek; Ariş, Yafa ve Hayfa üzerinden Akka’ya varacak.

Herkes dehşetle Cezzar’ın anlattıklarını dinliyordu. Kavalalı şaşkındı.

– Ve sonra Şam’a yönelecek.

Baston yukarıya doğru kaymaya devam ediyordu. Anadolu’ya girdi.

– Sonra Ayıntab üzerinden Bursa.

Baston biraz daha yukarı kaydı ve durdu.

– Ve hedef Konstantinapolis. Yani İslambol.”

Ortadoğu… Projelerin hiç eksilmediği, birinin bitip bir diğerinin başladığı mazlum coğrafya… Medeniyetin beşiği, bed yüzlerin, kem gözlerin odağı mukaddes mekân… Eserimizde unutulmaya yüz tutmuş Ortadoğu projelerinden biri olan Napolyon Bonaparte’ın Ortadoğu projesini, amaçlarını, sonuçlarını ve ona karşı mücadele veren bir liderin; Cezzar Ahmet Paşa’nın ve etrafında topladığı bir avuç insanın direnişini anlatmaya çalıştık. Yaklaşık beş yüz sayfayı sığdırdığımız bu eser; tarihin akışını tamamen değiştiren küçücük bir dönemin hikâyesidir.