“Dünya’nın tüm öğeleriyle korunması bir insanlık borcudur. Bunu yerine getireceğinize inanıyorum.”
Prof. Dr. Ali Demirsoy, bilime inanmış bütün idealist bilim insanları gibi “bilgi”nin değiştirici ve dönüştürücü gücünü biliyor. Onun için de önceden kitaplarını okuyan insanları “başka insanlar” olarak tanımlayarak, bu kitabı da bir solukta okuyacaklarını söylüyor.
Renklerin Kökeni hakkında, “Renklerin oluşumunu ve evrimini hep merak etmişimdir. Ancak ülkemizde renk oluşumu biyokimyasal olarak hemen hemen hiç anlatılmadığı gibi, renklerin evrimi ile ilgili dünya literatüründe de çok az sayıda yazı bulunmaktadır,” dedikten sonra, “bu kitabı okuyan kişi kitabı okuyup da son sayfasını kapattığında farklı bir insan olmalıdır,” diye yazıyor ve haklı çıkıyor.
Bu kitabı okuyup kapattığınızda; bir çiçeğe, çiçeğin üstündeki kelebeğe, kelebeğin kanatlarındaki desene, odanızdaki kilimin renklerine ve sevgilinizin gözündeki hareye başka türlü bakacak ve aralarındaki bağlantıyı anlayacaksınız. Renkleri anlamanın, bütün bunlar arasındaki ilişkiyi anlamak, yani hayatı anlamak olduğunu; yaşamın, canlılığın neden çok çok “değerli” olduğunu göreceksiniz.
Evren’in ilk anlarından başlayıp renklerin ortaya çıkışıyla süren ve bugüne gelene kadar “yaşamın-renklerin” görsel bir anlatımı olarak bu kitap bize, 13,7 milyar yıllık serüvenin bir ağaç yaprağında nasıl ışıdığını gösteriyor, gösterirken ona olan borcumuzu da hatırlatıyor.