Çanakkale Muharebeleri, tarihteki ilk topyekûn harp olan Birinci Dünya Savaşı’nın kaderine tesir etmiş, harbin Churchill’in deyimiyle 3 yıl daha uzamasına ve Çarlık Rusya’nın iç savaşa sürüklenip harbin dışında kalmasına yol açmıştır. Çanakkale Zaferi o tarihe kadar harp sahnelerinin gördüğü en büyük amfibik harekât olması dışında Osmanlı İmparatorluğu’na nefes aldırmış ve harbin Üçlü İttifak’ın lehine sonuçlanabileceği ümidini doğurmuştur.
Çanakkale Muharebeleri içindeki deniz harekâtı ise plan ve uygulanış bakımından harp tarihinde önemli bir yer tutmaktadır. Hamidiye Zırhlısı’nın komuta kademesinde bulunan Binbaşı Hermann Lorey’in, İngiliz kaynakları ile zenginleştirdiği bu eseri Çanakkale’deki Türk-Alman başarısını ortaya koymakta ve Türkiye’de yazılması arzu edilen “Çanakkale Muharebeleri Monografisi” için katkı sağlamaktadır.
“Avrupa’da hiçbir asker yoktur ki, bu ifadenin altını çiziyorum, Türklerle mukayese edilebilsin. Almanların müdafaada gayet iyi oldukları kabul olunabilir. Fakat siperlerde onlar dahi Türklerle kıyas edilemez. Misal olarak Gelibolu’yu zikretmek isterim. Orada bizim gemi ateşlerimizle büyük zayiata uğrayan kıtalar Türk olmasalardı, yerlerinde kalamaz ve derhal değiştirilirlerdi. Hâlbuki Türkler, bütün muharebe müddetince yerlerinde kaldılar.”
-General Townshend-