Tarih ile mitolojinin arasındaki çizgide duran Büyük İskender, hem yenilmezliğiyle korku salan bir askerî figür olmuş hem de egemenliği altındaki insanların gözünde bir ilah gibi yüceltilmiştir. Tarihten öğrendiğimiz kadarıyla benzersiz strateji yeteneği sayesinde pek çok ulusu fethetmiş, dört bir yanda şehirler kurmuş, hem geçmişte hem de günümüzde saygı duyulan bir kral olmuştur. Ancak İskender çok daha fazlasıdır: Yüzyıllar boyunca limitlerin ötesine gitmeye duyulan insani arzunun sembolü hâline gelmiş, modern evrenselcilik kavramı henüz keşfedilmeden önce evrenselciliğin başını çekmiş ve durmak bilmeyen bir maceraperest olarak anılmıştır. Akhilleus’un soyundan geldiğine inanılan İskender, büyük filozof Aristoteles’in öğretileri ışığında yetişmiş, Makedonya Kralı olmuş, Pers İmparatorluğu’nun Büyük Kral’ını yenmiş ve fetihleriyle Hindistan’a kadar ulaşmıştır. Batı ile Doğu uluslarını birbirine kaynaştırma emeliyle uygarlık tarihinde kendine has bir dönem açmıştır.
Uzun bir macera romanı tadındaki bu kitap, gelmiş geçmiş en efsanevi krallardan ve en yenilmez fatihlerden biri olarak tanınan Büyük İskender’in yaşamını Droysen’in benzersiz üslubuyla gözler önüne sermektedir. Droysen, 1833 yılında yazdığı bu ilk eseriyle çağının önde gelen tarihçilerinden biri olmuştur.