Kitabın hem baş karakteri hem anlatıcısı hem de yazarı olan Frederick Exley kimdir? Alkolik bir akıl hastası mı? Hiçbir işte dikiş tutturamayan bir serseri mi? Futbol maçlarından başka hiçbir şeyin yüreğini titretemediği bir ruhsuz mu? Sistemin çiğneyip tükürdüğü bir zavallı mı? Aylarca bir kanepede uzanıp, yattığı yerden dünyayı fetheden uyurgezer bir hayalperest mi? 1950ler Amerika’sının o pek başarılı ve zengin iş adamlarının buğulu gölgesi mi?
Bir Taraftarın Notları yazarının deyimiyle “kurgusal bir hayat öyküsü.” Çocukluğundan beri babasının gölgesinde kalmış, şöhret hayalleri kuran ancak hayatı alkoliklik, başarısızlık, akıl hastanesi ekseninde ilerleyen bir adamın öyküsü. Roman, yazarının kendi yaşamını bir metafor olarak kullanarak günümüz kültürünü de derinden etkileyen şöhret tapıcılığı, bağımlılık, narsisizm ve maskulenlik, başarı kültü ve başarısızlık gibi kavramların tahliline eğlenceli bir üslupla girişiyor. Romanın merkezinde ise Amerikan Rüyası ölçütlerine yetişemeyen bir bireyin hikâyesi var. Bu açıdan Muhteşem Gatsby ile kıyaslanan romanda, yazar kendini bir kahraman olarak sunmaya çabalamıyor ve kendisini olduğu gibi sergiliyor: Bütün hayatı boyunca büyüklük ve şöhret hayalleri kursa da oyunun bir katılımcısı olmak yerine bir izleyicisi olmaktan korkan, bir taraftar olmaya mahkûm olduğunu bilen bir adam.
Bu uzun bir başarısızlığın korkunç ve eğlenceli bir dökümü ama bu kitapla birlikte başarıya dönüşen bir başarısızlığın.
Bir Taraftarın Notları harikulade bir beceri ve sezgiyle yazılmış.
James Dickey
Bir Taraftarın Notları güçlü, güzel, Amerikalı, türünün tek örneği.
Kurt Vonnegut