Dogan Cüceloglu’un elinden siradisi bir yasamöyküsü… Bu kitap, bir kadinin, üstelik Toroslar’in bir köyünde dogan bir kadinin, hayatinin her evresinde karsilastigi zorluklar, engeller, acilar, kisaca hayat karsisindaki direnisini anlatmaktadir. Okuyabilmek için on üç çocuklu babayi ikna etmek gerekiyordu; üstelik o bir kiz çocuguydu ve o yörede kiz çocuklari okutulmazdi. Çözüm erkek gibi olmakti; saçlar kisacik, altinda pantolon, ayakta postallar, adimlar rap rap… Bu sefer de komünist diye askeri mahkemede yargilanmalar… Kendisine bir kez bile adiyla hitap etmeyen bir kocaya karsi verilen otuz yillik bir varolma savasi… Bu inanilmaz etkileyici yasamöyküsü çok konusulacak…
(Tanitim Yazisindan)
Toroslar’in bir köyünde Saniye’nin zorluklar, engeller, imkânsizliklar ve acilarla dolu öyküsü, ayni zamanda toplumumuzdaki birçok kadinin da ortak kaderi.
Saniye, “erkek gibi bir kiz“ olup babasinin gözüne girerek okula gitmeyi basarmisti; ama tüm mücadelesine ragmen kocasinin iç dünyasina girmeyi, onun can yoldasi olmayi basaramadi. Kocasi Saniye’yi kendinden hep uzak tuttu. Otuz yili askin evliliginde kendi adini kocasinin agzindan bir kez bile duymayan Saniye, “Acaba ben gerçekten de yok muyum?“ kuskusuna kapildi. Tüm duygularini ve özlemlerini siire döktü. Sadece kendi için degil, bu ülkenin tüm kadinlari için yazdi.
Yoksam ben
Varmisim gibi
Canliymisim gibi
Neden aciyor yüregim
Yas akitiyor gözlerim.
Saniye Çelik’le konusmami sanki rahmetli annem benden istedi. Dinledigimde, Saniye’nin acilari, yalnizligi, içinin buruklugu annem Zehra’nin yasamini animsatti.
Ve bu kitap olustu.
(Arka Kapak)