Yazarlik meslegine gazete ve haber ajansi muhabirligiyle basladiktan sonra 1960’li yillardan beri Latin Amerika tarihini kendine özgü o `büyülü gerçekçilik’ üslubuyla roman ve öykülerinde yeniden anlatmaya koyularak, sanki tüm Latin Amerika için bir kimlik arayisina giren, Nobel Ödülü sahibi Kolombiyali büyük yazar Gabriel Garcia Marquez, Kolombiya’yi yillarca haraca kesen uyusturucu kaçakçisi Pablo Escobar’in, can düsmani olan öbür kartellerin elinden kurtulabilmek için bir yandan adalete teslim olma sürecini isletirken, öte yandan da pazarlik gücü kazanabilmek amaciyla tam dokuz kisiyi kaçirmasini anlatan `Bir Kaçirilma Öyküsü’ adli bu yeni kitabiyla, gazetecilige bir tür dönüs yapiyor. Birçok yapitinda gazete haberlerinden yola çikmis olan Gabriel Garcia Marquez, bu kez haberi romanlastirirken, hemen hepsi gazeteci olan bu dokuz kisinin, ailelerinin, dostlarinin, onlari kaçirip rehin tutanlarin ve Escobar’la yapilan pazarligi yürüten yetkililerin yasadiklarini ve hissettiklerini büyük bir ustalikla ve bir gazeteci gözüyle ortaya koyuyor; Kolombiya’nin bu karanlik dönemini irdelerken de, ülkesinin gerçeklerine bir baska açidan isik tutmus oluyor. Bir Kaçirilma Öyküsü’nün bu basimini, yazildigi dil olan Ispanyolca disinda ikinci dilde yayinlayan ilk birkaç ülkeden biri oldugumuzu da övünçle belirtmek istiyoruz.