Simyacı, Evliya Çelebi ile tanışır.
“Peki şimdi ne olacaktı, ne olması gerekiyordu? Yeni bir pozisyona başvurup kurumsal hayatta mı kalsam? Son üç yıldır bundan da emin değildim. Kurumsal hayattan ilk zamanlar aldığım zevki kaybetmiştim. Yeni bir yön arıyordum kendime, fakat işim rahat ve maaşım güzel olduğu için, çok da çaba sarf etmemiştim yeni bir alana yönelmeye. Aklımdan öğretmen olmak geçiyordu. Çocuklar ile çalışmak. Bu fırsat o fırsat mıydı? Sadece unvan ve paranın insanı mutlu etmeye yetmediğini çoktan anlamıştım zaten. Para sadece güven ve rahatlık vermişti, fakat mutlu etmemişti beni. Son birkaç senedir bir şeyin eksikliğini hissediyordum hayatımda.”
Hakan Yıldırım Bir Dünya Şiir kitabıyla dünya seyahatinin kendisinde bıraktığı derin izleri şiirleriyle, düz yazılarıyla okurlarına aktarıyor. Bunu yaparken de okurlarından cesur olmalarını ve ilhamlarını bulmalarını bekliyor. Çünkü Hakan Yıldırım öncelikle cesur bir insan. Kurumsal hayattan ayrıldıktan sonra sonu bilinmez bir keşif yolculuğuna çıkarak bunu kanıtlamış. Yazar seyahatini tamamladıktan sonraysa deneyimlerini, keşif yolculuğunu başkalarıyla paylaşmak için yazıya dökerek bir başka cesaret örneği daha sergiliyor ve bir yandan da yolculuk etmenin değerini vurguluyor. Fakat bu yolculuk sadece dünyayla ilgili değil, insanla, ruhla, özle de ilgili.
Seyahat/yolculuk temalı kitaplar her zaman özeldir. Yolculuk değişimi, gelişimi, kendine bakışı da simgeler. Hakan Yıldırım da bunların oldukça farkında bir yazar. Kitabı okuduktan sonra siz de yazarın yolculuğuna eşlik ettiğiniz için mutluluk duyacaksınız; aynı zamanda kendinizle, insanlığınızla, dünyayla ilgili düşünmediklerinizi düşünecek, hissetmediklerinizi hissedeceksiniz.