1811 yılına kadar İsveç hâkimiyetinde kalan Finlandiya, bakımsızlıktan bataklık, cahil, ve hasta insanlar ülkesi haline gelir. 1816’da Rus hakimiyetine geçince Rusya’nın verdiği sözle nispeten rahatlar ve kendini toparlamaya çalışır. Finlandiya’nın eski ve yeni tarihini yakından gören Rus yazarı Grigori S. Petrov, bu yenilik ve değişim hamlelerinden etkilenir ve bu kitabı yazar.
“Toplumlar mı lideri yaratır, liderler mi toplumu yaratır.” tartışmasıyla konuya giren Petrov, her iki görüşü birlikte ele alır, bunların birbirlerini tamamladığını örneklerle açıklar ve bu görüşleri Finlandiya’nın kalkınmasına uygular.
Finlandiya’nın yetiştirdiği nadir insanlardan olan Snelman ve arkadaşları subayların , öğretmenlerin, memurların, doktorların ve iş adamlarının bir zamanlar 2-3 milyonluk bataklıklar, yokluklar, hastalıklar ve sefalet ülkesi olan Finlandiya’yı Avrupa’nın ileri ülkeleri arasına nasıl soktukları akıcı bir dille anlatılmıştır.
Finlandiya’nın 1920 Türkiye’sine veya Türkiye’nin Finlandiya’ya benzediği yıllarda, eser bir yol gösterici olmuş, bizde de Snelman’ın yolundan giden siyasetçiler çıkmış ve halkın ihtiyacı olan ayakkabı, şeker ve bez fabrikaları kurularak, merkez köylerde örnek okul binaları yaptırılarak, köy evi modelleri verilerek, köylere kadar giden doktorlarla sıtma, trahom ve veremle savaşılarak bugünkü duruma gelinmiştir. Türkiye-Finlandiya benzerliğini anlamak ve toplum katmanlarının ülkenin kalkınması için nasıl bir ruh taşımaları gerektiği bilincine varmak için kitabın dikkatle okunması gerekir. Çünkü hâlâ alınması gereken örnekler vardır.