Barbut-Şeyhmus Közgün
Barbut, bir sesin tanıklığıyla aydınlanan bir mahzende, soru sormadan söyleneni yerine getiren Mahir Koru’nun yazgısını anlatır. “Bana yaz, dedi yaz!” Fısıltıya benzeyen bu sesin karanlıkta bir masal kahramanına dönüşen sureti, Jimo’dur. O hem bir deli, hem bir ifrit, sonra da Amid’in Aslan Kralı…
Bir mektupla kaderi değişen Mahir Koru, Amid’i korumak yerine karanlıkta kalan yanlarına doğru çekilir. Bu yönleri rivayetlerde gizlenmiştir. Hayal gibi görünen bu rivayetler ete kemiğe büründüğünde, ortaya çıkan gerçekler okuru dehşete düşürür. Tuhaf bir inatlaşmanın etrafında dönen oyunlarda her şey mümkündür: İfritler, Jimo, Mahir Koru, hatta yazarın kendisi ve gizemli figür Siyahlı…
Bu oyunların sonucu belirsiz; kim kazanır, kim kaybeder bilinmez. Ama son perde, BARBUT ile açılır ve her şey ayyuka çıkar. Bu evrende bir kentin birliği, korkuların yenilgisi ile mümkündür.
Mesele, tanrının varlığı ya da yokluğu değil, dengedir. Ses ile sessizlik, cennet ile cehennem, yaşam ile ölüm arasında bir kıyıdadır her şey. Çünkü denge yoksa, yaşam da yoktur. Tanrı kimseyi öldürmedi. Ama insanın dengesizliği, her şeyi bir anafora sürükleyebilir.
Lîs Yayınevi’nin tüm yayınlarına ulaşmak için buraya tıklayın
Şeyhmus Közgün’ün tüm eserlerine ulaşmak için buraya tıklayın