Nobel ödülü sahibi J. M. Coetzee, bu romaninda hayalî bir imparatorlukta geçen olaylari anlatiyor. Ancak, yazarin 1970’ler Güney Afrika’sina gönderme yaptigini seziyoruz. Genis topraklara yayilmis bir imparatorlugun en ucundaki bölgede yasayan Barbarlar, sözümona, ayaklanmak, imparatorlugu tehdit etmek üzeredirler. Onlari bastirmak bahanesiyle merkezden gönderilen Albay ve emrindekiler, müthis bir iskence ve kiyim baslatirlar. Bu olaylar, o bölgede görevli, yillardir baskentin yüzünü görmemis Sulh Yargici’nin agzindan aktarilir. Barbarlari Beklerken, ürkütücü bir zorbaligin öyküsünü dile getirmekle birlikte, öncelikle bir ask, sevecenlik, bagislama ve insancil duygular romani. Coetzee roman kisilerini, olaylarin geçtigi ortami öylesine ustaca aktariyor ki, karakterlerin hiçbiri karikatürlesmeden, iyi ve kötü yanlariyla somutlasiyor. Coetzee zorbalara da, onlarin kurbanlarina da ayni insancil tavir içinde yaklasiyor. Barbarlari Beklerken’i okurken, bir yandan az gelismis ülkelerde yillardir oynanan siyasal oyunlari izleyecek, öte yandan alisilmadik ama gerçek, sarsici bir aska tanik olacaksiniz.-