İtalyanca edebiyat söz konusu olduğunda yaratıcı gücü ve özgün kurgularıyla sivrilen romancı, öykü ve oyun yazarı Dino Buzzati’nin sanatının zirvesine işaret eden öykülerin ilk durağı: Baliverna’nın Çöküşü.
Kitaba adını veren hikâye “Baliverna’nın Çöküşü”nde sıradan bir adam, serseriler ve haydutlar için bir sığınak haline gelmiş, harabe bir manastır olan Baliverna’nın duvarına gizlice tırmanmaya karar verir. Bu düşüncesiz hareketiyse binanın çökmesiyle cezalandırılır ve bunu kaçınılmaz yüzleşme takip eder. “Einstein ile Karşılaşma”da, dehanın bilimsel keşiflerini teşvik eden gizli gücün sırları ortaya çıkar. “Rigoletto” ya da “Makine” gibi öykülerde, mitler ve doğanın gerçeğiyle karşı karşıya gelen, insanın tüm olumsuz yönlerini cisimleştiren otonom bir kişiliğe bürünen modern makineler başroldedir. “Tanrı’yı Gören Köpek” ise karakterlerin betimlenişiyle, olayların dramatik gelişimiyle ve beklenmedik sonuyla kusursuz bir bütünlüğe sahiptir. Birdenbire ortalıkta dolaşmaya başlayan ve Tanrı’yı görmüş olabilecek bir köpeğin insanların iyiliklerini ve kötülüklerini yargılayan bakışlarına karşı koymak mümkün müdür?
“Gelecek nesillerin asla unutmayacağı isimler vardır şüphesiz. Dino Buzzati de bunlardan biri.” -Jorge Luis Borges
“Buzzati bütün kitaplarında gerçekçilik ile inanılmazı, akılcılık ile tuhaflığı, ciddiyet ile delişmenliği, metodik olan ile kuralsızlığı harmanlamayı başarmıştır. […] Buzzati bu dünyayı, her şeyden öte işlevsel, nahif, yalın, kimi zaman dokunaklı, dahası romantik bir dille ‘düşsel’ kılar.” -Claudio Toscani
“Gözünü ısrarla kötülüğe çeviren, inatla ‘pişmanlık’ ve ‘acı’ gibi sözcükleri kullanan Buzzati, insanoğlunun büyük bir yıkıma neden olduğu halde kendini yumuşak, hoşgörülü ve süslü yalanlarla kandırdığı bir çağda sert bir yazar olarak görülebilir. Aslında Dino Buzzati, tam da bu nedenle, insan aklının gizemi yenmek ve unutmak için kılık değiştirmekten tamamen vazgeçtiği bir geleceğin yazarıdır.” -Fausto Gianfranceschi