70’li yillarin ortalarinda ilk kez Sibirya’da bulunurken bunun hayat boyu sürecek bir seyahat oldugunu anladim. Samanin tören sirasinda “baska dünyalara” yaptigi seyahat gibi, genç etnolog için yabanci milletlerin arastirilmasi yeni sirlarin çözülmesi anlamina geliyordu. Bu ayni zamanda bilgi edinmenin biricik yöntemidir. Ancak 90’li yillarda faaliyetlerini hâlâ sürdüren saman ve saman kadinlarla tanisabilecek kadar sansli olabilecegimi düsünmemistim. Elinizdeki kitap bu seyahatlerin ve bulusmalarin bir ürünüdür, dolayisiyla eser yaptigim seyahatlerle birlikte birbirine uzak “dünyalardan”; Avrasyali samanlarin dünyasindan bizim dünyamiza, elde edilen bilgilerin aktarilmasi açisindan da gene samanlarin islerine benzerlik göstermektedir. Bu satirlari yazarken ben de usta bir saman gibi farkli kültürler arasinda bilgi alisverisi saglayan bir araciyim.Mihály Hoppál, dünyanin birçok diline çevrilen bu kitabiyla dinî ve siyasî baskilara direnen renkli bir dünyanin gizlerini paylasiyor. Çok uzun bir zamandan beri Batili arastirmacilar tarafindan didik didik edilen Samanizm üzerine söylenecek yeni seylerin varligi bu kitapla da ortaya konulmus oluyor. Kirk yil boyunca samanlar, samanlik, saman inanç ve uygulamalari üzerine çalisan bilgin, Avrasya’da Samanlar konusunu çok genis bir cografyada ve çok farkli toplumlarda yasanmis, yasanmakta olan bir inanç özgürlügü, bir var olus ve kültür aktarma mücadelesi olarak da yansitiyor. Avrasya’da Samanlar, Türk kültürü ve inanç tarihi açisindan bir iç ve derin bakislar sisteminin anahtari ayni zamanda…