Yüzyıllardır kimin kazanacağı belli bir Oyun’u sürdüren Aşk ve Ölüm, 1920’lerin yağmurlu Seattle semalarında yeni oyuncuları seçtiklerinde zarların bir kez daha atılma zamanı gelip çattı.

Ölüm, sevdiği herkes parmaklarının arasından kayıp giderken uçmanın ve tıpkı annesi gibi şarkı söylemenin özgürleştirici hissiyle avunan Flora’yı seçti.

Aşk’ın tercihi ise, kendini içinde bulunduğu topluma ait hissedemeyen ve yaratıcı ruhunu müzikle kamçılayan cesur Henry’ydi.

Fakat bu ikili sadece iki ezeli düşmanın hamleleriyle değil, sınıfsal ve ırksal çatışmalarla da uçurumun kenarına sürüklenirken cevaplanması gereken sorular vardı.

Her şeye rağmen birbirlerini seçecekler mi? Yoksa Oyun’un bir piyonu olmaya boyun mu eğecekler?

“Flora ve Henry’nin içine düştükleri oyun sizi büyüleyecek.”

– Kwame Alexander

“İki genç âşığın tabuları yıkan, nefes kesici, ihtişamlı ve özgün hikâyesi o kadar güzel ki keşke ben yazmış olsaydım.”

– Elizabeth Wein

“Dâhiyane, akıldan çıkmayan ve insanı kendinden geçirecek derecede büyülü…”

– Ruth Ozeki

“Aşk ve Ölüm Oyunu, insanlık tarihinin tüm aşk hikâyelerine ışık tutuyor.”

– Gabrielle Zevin

“Henry ve Flora’nın kaderi olan gerçek aşkı, usta manipülatörler Aşk ve Ölüm’e karşı hevesle desteklerken kitabı soluksuz okudum.”

– Judy Blundell

“Hayrete düşürecek derecede orijinal ve sürükleyici. Asla unutamayacağınız türden bir kitap.”

– Nancy Werlin

“Aşk ve Ölüm Oyunu; aşk, özlem, kader ve umutla donanmış zengin bir ağ örüyor.”

– Robin LaFevers

“Bu oyuna girmeden önce dikkatli olun. İyilik ve kötülüğün kurallarını sorgulayacaksınız.”

– Andrea Davis Pinkney

“Aşk ve Ölüm Oyunu kapsamlı bir yetenek ve cesaret gösterisi. Hayat hakkındaki sarsıcı tespitleri ve ustalıkla kullanılan dili sayesinde, tekrar tekrar okumaktan kendinizi alamayacaksınız.”

– Justina Chen

“Tüm kalıpların ötesinde. Zengin tarihi detaylardan tutun da ırklar arasındaki gerginliğe ve oyuncuların psikolojisine kadar her şey incelikle işlenmiş.”

– Gennifer Albin

“Martha Brockenbrough bir müzisyenin kulağına ve bir âşığın kalbine sahip.”

– Sean Beaudoin